Şair İçin Yazılanlar Yaşanmış Gerçekler Benim Yaşadıklarım Benim Yazdıklarım C.Âşıklar Şairler Kim Kimdir? 1 Kim Kimdir? 2 Ölenlerin Resimleri

Manşet Haber

ENGELLİ VE MECNUNLAR

MECNUNLAR VE ENGELLİLER

9 Kas 2015

Biyoğrafi ve Şiirlerden Örnekler


           ÂŞIK ALİ’NİN BİYOĞRAFİSİ VE
             ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER:

      Eserlerini incelediğimiz Âşık Ali Ataş Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesindendir. Amacımız, çalışmamızla Kahramanmaraş, Çağlayancerit âşıklığını ve Âşık Ali’nin hayatını, edebî şahsiyetini, eserlerini değerlendirmek; Türk kültür ve edebiyatı ürünlerinden olan Ali’nin şiirlerinin kaybolup gitmesini önleyerek Türk millî kültürüne katkı sağlamak ve şiirleri incelemek suretiyle de 21.Yüzyıl âşık edebiyatının, âşıklık geleneğinin değerlendirilmesine yardımcı olmaktır. Ayrıca Ataş’ın şiirlerinin içerik özelliğiyle bölgeyle ilgili yapılacak sosyolojik, psikolojik, siyasi ve kültürel araştırmalara da bir fikir verebilmektir. Şiirleri ve biyografisiyle ilgili bilgilere ulaşmamda her türlü kolaylığı sağlayan Âşık Ali’ye saygılarımı ve teşekkürlerimi sunarım.
      
ÂŞIKLIĞA İTEN SEBEPLER:
       Ali Ataş köylerinde saz çalan Âşık Hüseyin’in saz çalıp söylediğini görmüştür. Hem meraklı yapısı hem de âşıklığa ilgisinden dolayı saz çalmaya merak sarar Bunun için öncelikle bir sazının olması gerekmektedir. 5 kiloluk yağ tenekesinden kendine bir saz yapıp çalmaya başlar. Babasının tepki göstereceğini düşünen Âşık Ali saz çalmaya gizli, gizli devam eder. Âşık Ali kendi el becerisi ve imkânlarıyla yaptığı sazı ile saz çalmayı iyice öğrenir. Daha sonra babasının verdiği harçlıkları biriktirip yeni bir saz alır. Saz çalmaya devam eder. Köylü artık Ali’den söz etmeye başlar. Ancak köy sakinleri Âşık Ali’nin babasına bu durumu adeta ihbar etmişlerdir. Çiftçilikle uğraşan baba Veli Bey, Ali’nin saz çalmasını istemez.
   Tarlada bağda bahçede çalışmasını ister. Ali sazını çalmaya devam etse de babasının sazını kırmasından korkar. Ve bir gün Ali sazıyla birlikte babasına yakalanır. Sazını elinden alıp duvara çalar kırar. Olayın akabinde Âşık Ali o gece evinden köyünden ayrılır. 30 kilometrelik yolu dağdan dağa yayan yürüyerek asfalta varır. Bir yük kamyonuna binerek Kahramanmaraş’a gider. Beş parasız, referans ve tanıdık olmaksızın. Burada onu zorlu bir süreç beklemektedir. Fakat mücadeleci yapısı ve kıvrak zekâsıyla tüm sorunların üstesinden gelmeyi bilir, hem hayat adına hem de âşıklık adına çok büyük tecrübeler kazanır. Ali Kahramanmaraş’a geldikten sonra Saray altı mahallesinde Hüseyin Bey’in işlettiği bir hana yerleşir.
Günlüğü 10 kuruş’a bir yıl bu handa yatar kalkar. Bu dönemde hamallık, boyacılık, seyyar satıcılık ve fotoğrafçılık yapar. Yazdığı şiirleri matbaada çoğaltarak çarşıda mahallede satmaya başlar. Kazandığı paralarla kendine bir saz satın alır. Ortamlar uygun olduğu zaman etrafında toplananlara saz çalıp türküler söylemeye başlar. Âşık Ali Kendini geliştirmiş ve kendine olan güveni artmıştır. Bu dönemde yerel birçok âşıklarla şairlerle karşılaştığında atışmalar yapmıştır.
---------------------
   
MAHLASI: (âşık)
    Âşık Ali’nin (1967) yılında Elbistan’ın Ekinözü kasabasına gitmesi, onun için âşıklık yolunda dönüm noktası olur. Âşık Ali kendi şöhretinden habersiz ancak oradaki halk arasında ünlü bir âşığın içmeye geldiği konuşulmaktadır. Kendisi de bu ünlü âşık kimmiş diye merak etmektedir. Dilden dile dolaşan âşığın kendisi olduğunu çok geçmeden anlar. Halk tarafından kahveye davet edilir. Bu çapta bir ilgiyle ilk kez karşılaşmıştır. Kahve Halk’ını şu dörtlüklerle selamlamıştır
-------------------------------
Kulak verin hey insanlar,
Bu kahveye hoş geldiniz,
Canım kurban size canlar,
Bu kahveye hoş geldiniz.
-------------------------------
Ali ikinci bir şiiriyle kendini şöyle tanıtır.
-----------------------------
Merak edip sorarsanız,
Cerit’liyim, Efendiler.
Sorup araştırırsanız,
Cerit’liyim, Efendiler.
-----------------------------
    Elbistan’ın Ekinözü kasabasında gördüğü bu ilgi ve sevgiden sonra şiirlerinde (Âşık) mahlasını kullanmaya başlar.
-----------------------------
        
ETKİLENDİĞİ ÂŞIK VE ŞAİRLER:
        Âşık Ali Kahramanmaraşlı olması nedeniyle de dikkatini çeken Âşık Mahzuni Şerif olmuştur. Mahzuni’nin bazı eserlerini kendi sazı kendi sesi ile seslendirmiştir.
Ayrıca 1983,1984 yıllarında Abdurrahim Karakoç’a şiir ve mektup yazarak sürekli iletişim halinde olmuştur. Ancak Âşık Ali son yıllarda üstadı Abdurrahim Karakoç’la görüşememiştir. Âşık Ali her zaman üstadına olan saygısını, bağlılığını hem dizelerinde hem konuşmalarında ısrarla vurgulamıştır. Çünkü Karakoç onun için vazgeçilmez bir dost, bir ustadır. Ve öyle de kalacaktır.
7 Haziran 2012 tarihinde hakkın rahmetine kavuşan üstadına yazdığı şiirden (1) örnek
------------------------------
Derya seli gibi akan ırmak’tın
Acı haberinle herkesi yaktın
Şairleri öksüz yetim bıraktın
Ölümün bizleri üzdü Karakoç
-------------------------------
     Şiirin devamı şairin 2.Şiir kitabı olan (Anlatamadım)’In (135) sayfasında yer almaktadır.
--------------------------------
    
EVLİLİĞİ VE ASKERLİK:
     Ali 16.04.1968’de evlenir. 22 Kasım 1968’de askere gider ilk birliği Sivas temel tepedir. Burada Yılmaz Güney ile Tanışır. İki ay sonra Tokat’a tayin olur tokat’ta da sanatçı Muhlis Akarsu ile tanışır Akarsu ile bir kez de olsa sahne alır. Tokat’ta 2 aylık eğitimi tamamlar Erzurum Pasinler’e gider. 16 ay Pasinler’de kalır daha sonra tüm alay Kars’ın Sarıkamış ilçesine taşınır. Sarıkamış’ta 4 ay kalır. Askerlik görevini Sarıkamış’ta sonlandırır. Askerlik görevine başladığı ilk dönemlerden itibaren eve mektup yazarak sazını istemiş askerlik döneminde de çalıp söylemiştir. Ali askere evli gider O gurbetin ayrılık acısıyla sarsılmış duygularını şu şiirlerle ifade etmiştir:
--------------------------------------
Azrail canımı almaya gelmiş,
Yoksun diye ölemedim nazlı yar,
Karlı kışlı dağlar kesti yolumu,
Engel oldu gelemedim nazlı yar.
--------------------------------------
    Âşık ikinci bir dörtlüğünde yârine şöyle seslenir.
--------------------------------------
Sabah kalk borusu çaldığı zaman,
İlk aklıma gelen sensin sevdiğim,
Duruşun bir başka bakışın yaman,
Ağlamasın yüzün gülsün sevdiğim.
--------------------------------------
    Özellikle çetin kış şartlarında, duyduğu gurbet acısını aşağıdaki şiirlerinde dile getirmiştir.
--------------------------------------
Erzurum’un kışı zor çekilmiyor,
Pasinler’in yeli hiç kesilmiyor,
Eşim mektup yazmış durma gel diyor,
Beni Memlekete gönder albayım.
--------------------------------------
    24 ay askerliğin ardından köyüne döner yine Çukurovalarda çapa ve pamuk toplama işlerinde çalışır. Kendine bir iş edinmeyi düşünür radyo tamirciliğiyle ilgili dergi ve kitaplardan hareketle, 1 yıl içerisinde kendi kendine radyo tamirciliğini A-Z ye öğrenir, köyünde elektrik yok radyonun lehim işlerini gazocaklarında demir ısıtarak yapar. Geçimini de bu işten sağlar. 1984’te köyüne elektrik gelir. Yine derki ve kitaplardan yararlanarak televizyon tamirciliğini de öğrenir ve mesleğini geliştirir. Âşık Ali köye gelen elektrik tesisat ustalarını izleyerek bu sistemi de öğrenmiştir. Bu dönemde evine elektrik almak isteyenlerin tesisatlarını ek iş olarak döşemiştir. Elektrik ve elektroniğe özel bir yeteneği olan Ali Ataş yine dergilerden temin ettiği şemalardan yola çıkarak bir radyo vericisi yapar. Uzun orta ve kısa dalgadan köye müzik yayını yapmaya başlamış.
Günde bir saat yaptığı müzik yayını 1992’den 2001’e kadar devam ettirmiştir. 2001’de bir şikâyet üzerine mahkeme kararıyla yayını durdurulmuştur. Ali seksenli yıllarda kendi dükkânı için geliştirdiği telesekreterli telefonu da adan ze ye kendisi yaparak on yıl sorunsuz kullanmıştır. Hiçbir elektrik-elektronik eğitimi almadan başardıklarıyla ilgili bilim dünyasının da tanıyıp tanıtması gereken bir kişidir.
--------------------------
    
INTERNET ORTAMINDA ÂŞIK ALİ ATAŞ:        
     Âşık Ali, 04 Mart 2003 tarihinde bilgisayar ve internet ile tanışır. Ali’ni 4 tane adına yapılmış web sayfaları vardır. Ali bey kendi adına kurduğu ilk web sayfası (http://www.atasali.com/) Kendisinin yaptığı sitesinde şiir ve makaleler yazmaya devam etmektedir.
(http://atasali.blogspot.com.tr/)
(http://cerithaber.blogspot.com.tr/)
Âşık Ali’nin şiirleri Kahramanmaraş’ın mahalli gazetelerinde yayımlanmıştır. Çağlayancerit’teki okulların çıkardıkları dergi ve gazetelerde şiirleri yayımlanır. Kahramanmaraş valiliği tarafından yayımlanan Maraş’ın Meşhurları adlı kitapta kısa bir biyografisi yer almış. Ayrıca; Yeni şiir Antolojisi cilt 1-2’de Çağdaş Genç Şairler ve Şiirleri Antolojisin de, Ceridoğulları ve Oğuzlar adlı eserlerde şiirleri yayımlanır. İnternet ortamında ise; Antoloji.com, Elbistan’ın Sesi ve Çağlayancerit net ve ilçe kaymakamlık sitesinin kültür sanat sayfasında şiirleri yayımlanır. Âşık Ali boş durmaz şiir kitapları da yayımlamaya devam eder.
       ŞİİRLERDE ÖLÇÜ VE DURAKLAR:                 
       Hecelilerde 5+2, 8+3, 7+4, 9+4 biçiminde de durak kullanılabileceği dile getirilmekle birlikte bunlarda tam bir kesinlik söz konusu değildir. 8’li kalıp semailerde, 11’li ölçü ise koşma âşık edebiyatı nazım şekillerinde kullanılmıştır. Âşık Ali, hece ölçüsünü başarıyla kullanmıştır. Âşığın ölçüsüz yazdığı şiiri yoktur. Âşık Ali şiirlerinde yoğunluklu olarak yarım ve tam kafiye kullanmıştır. Âşık, özellikle tahkiyeli ve nasihate dayalı şiirlerinde düşünceyi özgür bırakmak, anlatımın sınırlarını genişletmek için yarım kafiye kullanmıştır.
       Yarım kafiyenin ahengi sağlayamadığı, düşüncenin şiir ahenginin önüne geçtiği noktalarda nakarat, tekrarlar, ayak ve rediflere başvurulduğu görülür. Şiirlerin çoğunda ek veya sözcük redif kullanılmıştır. Şiirin bütününde aynı kafiye türünün kullanımı yaygın değildir. Yani aynı şiirde, bir dörtlükte yarım kafiye kullanılmışsa diğer dörtlükte tam veya zengin kafiye kullanıldığı görülüyor. Ataş’ın, kafiyeyle ilgili tüm biçim unsurlarına hâkimiyeti olmakla birlikte kafiye; serbest ayak vb. şekle bağlı terimlerden bazılarını bilmektedir. Ali’nin şiirlerindeki kafiyelerle ilgili bazı hususiyetleri örneklendirelim: Zengin Kafiye: Üç veya üçten fazla ses benzerliğine dayalı kafiye çeşididir. En az üç ses benzerliği olmalıdır. Yarım ve tam kafiyeye oranla, âşık bu kafiye çeşidini daha az kullanmıştır.
------------------------------------
Örnek 1:
Bu insanlar seni sevmese bile,
Gel sen her insanı sevmesini bil.
Biz insanoğlunun kaderi çile,
Gelen belalara sabretmesin bil.
------------------------------------
Örnek 2:
Münafığa olma yakın,
Cahillere yakın olma.
Karşısında tavır takın,
Cahillere yakın olma.
-------------------------------------
Örnek 3:
Beyler evimizin orta direği,
Dünya kadınları sevinsin bugün.
Bütün sofraların ballı böreği,
Dünya kadınları sevinsin bugün.
-------------------------------------
   Tunç Kafiye: Dörtlükte bir dize sonundaki kelimenin bir diğer mısra sonundaki kelimenin içerisinde kullanılmasıyla oluşturulan kafiye biçimidir. Âşığın şiirlerinde bu kafiye biçimi de az kullanılmıştır.
-----------------------------------------
Örnek 4:
Kur-anı Kerimde okunur ayet,
Çok bozuldu bizim köyün düzeni.
Dedi kodu gıybet çoğaldı gayet,
Çok bozuldu bizim köyün düzeni.
-----------------------------------------
    Cinas ve Redif: Sesteş kelimelerin dize sonlarında kafiye oluşturmasına cinaslı kafiye diyoruz; bu kafiye biçimi edebî sanat oluşturur. Âşığın şiirlerinde bu tarz kafiye tesadüf edemedik. Redif, mısra sonlarında aynı kelime, kelime gurubu ve eklerin tekrarı sonucu oluşur. Âşık Ali’nin ayak bulunmayan şiirlerinde de ek veya sözcüklerden kurulmuş redifler kullanılmıştır. Şiir, ayaklarda ifade edilen duygu ve düşünce etrafında gelişir.
--------------------------------------
      
ŞİİRLERİN NAZIM TÜRLERİ VE ŞEKİLLERİ:                
       Âşık Ali’nin şiirlerinde kullandığı ayaklar şunlardır:
Şiir yazmak, Âşık Ali Ataş’ın sanki dünyaya açılan bir penceresi olmuş. Dünyayı hep şiir penceresinden görmüş, tanımış ve kendince anlamlandırmış, kendince paylaşımlarda, uyarılarda bulunmuştur. Bu özellik Âşık tarzı şiir geleneğinden yetişen şairlerinde görülen belirgin bir özelliktir. Ali şiirlerini içerik olarak tasnifte oluşturduğumuz ana başlıkları ihmal edersek (134) adet şiirinin taşlama olduğu görülmektedir. Bu sayı Âşık Ali’nin eleştiriden hoşlandığını ortaya koymaktadır. Eleştiri şiirleri sayı bakımından öğütleri ve güzellemeleri takip etmektedir. Bazı konularla ilgili az sayıda şiirle de olsa işlediği konu yelpazesinin oldukça geniş olduğu görülmektedir. Âşık Ali şiirlerinde kullandığı ayaklar şiirlerinin içerik olarak çekirdeğini oluşturmaktadır. Şiirlerindeki ayaklar konu yelpazesinin genişliğinin kanıtı niteliğindedir. Şiir yazarken öncelikle şu tür bir şiir yazacağım, diye şiire başlamadığını; konuya bağlı olarak, ilhama dayalı şiir yazdığını belirtmektedir. Şiir kendi biçim özelliklerini yazılma esnasında kendisi belirler, düşüncesindedir.
       Ona göre âşıklık doğuştan gelen, Allah vergisi bir yetenektir. Şiir üzerinde çalışılarak yazılacak bir tür değildir, duygu yoğunluğu sonucu hemen ortaya çıkar. Üzerinde çalışılan şiir artık eski şiir olamaz. Bu şekilde belki biçimsel olarak düzeltme yapabilirsiniz; ama manada eski duygunun kaybolduğu görülecektir, düşüncesindedir.
Ali Nazım şekillerinden koşma, mani, semai, türkü, destan; nefes, deme, deyiş terimlerini kavram bazında bilmektedir. Açıklama düzeyinde bir bilgisi yoktur. Âşığın, diğer türler, aruzlu şekiller hakkında herhangi bir malumatı yoktur.
Tüm şiirlerinde kullandığı nazım birimi dörtlük, kullandığı ölçü hecedir. Âşığın şiirlerini biçimsel olarak sınıflandırırsak tümünü koşma ve semai başlığı altında toplayabiliriz. Koşmanın ve semainin güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt, kargışlama türlerinde şiirler yazmıştır. Bu şiirlerde dörtlük sayısı 3–5 arasındadır; ancak beşten fazla dörtlükle yazdıkları da var.
   
Taşlama;
    Bir kişiyi yermek, toplumun aksayan yönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlerdir. Şair kişisel ve toplumsal taşlamalar yazmıştır. Toplumdaki haksızlıkları, gericilikleri, ekonomik sorunları; ilimden ayrılan düşünceleri ele almış ve eleştirmiştir.
----------------------------------
Örnek 2:
Hesap yapamadık dostlar,
Bir tembeli başkan seçtik,
Borcu beşten ona katlar,
Bir tembeli başkan seçtik.
------------------------------------
    Ağıt, ölümünden veya gidişinden üzüntü duyulan herkesin ardından ve savaş, hastalık, kıtlık ya da tabiat olaylarındaki kayıplar sonrasında duyulan acıları anlatmak için söylenen şiirlerdir. Ağıtta, ölümden duyulan üzüntü ve acının yanında ölenin iyilikleri de anlatılır. Âşığın bu türde de şiirleri vardır.
---------------------------------
Örnek 3:
Vay be seksen altı yılı,
Kara geldin başımıza,
On üç Eylül Cumartesi,
Zehir kattın aşımıza.
---------------------------------
    Koçaklama; coşkun, yiğitçe bir üslûpla savaş, dövüş ve kahramanlıkları işleyen şiirlerdir.
----------------------------------
Örnek 4:
Ecdattan kahraman Türk derler bize,
Hangi zaferlerden yazsam ben size,
Bir zaman Yunan’ı döktük denize,
Akdeniz düşmana mezar arkadaş.
-------------------------------------------
    Ataş’ın kişisel taşlamalar olarak da değerlendirebileceğimiz bu şiirlerinden birkaçını örneklendirelim:
--------------------------------
Örnek 1:
Şu dostlukları bir anda,
Bitirenin adı batsın.
Ölçü tartı var insanda,
Az ölçenin adı batsın.
-------------------------------
Laf söyletme sen dinine,
Kuşlar çekilsin inine,
Komşusunu birbirine,
Düşürenin adı batsın.
-----------------------------------
     
TAHKİYE YOLUYLA ANLATIM:
      Anlatımı bir olay çevresinde aşamalı biçimde aktarmaktır. Şairler bir olay çevresinde şiir kurmak istediklerinde bu anlatım biçimini seçerler. Anlatım tekniklerinin dört ayağından en kuvvetlisi ve vazgeçilmez olanı hikâye etmek (öykülemek)’tir. Ali’nin pek çok şiirinde olay anlatmanın bir gereği olarak bu tekniği kullandığı görülmektedir Âşık Ali’nin bu gruptaki şiirlerinden bazıları şunlardır: Anlat Hele, Aldım Bilesin, Niye Korktun Ozan’ım, Gelirim Hele, Dalaşa Dur Bakalım, gibi şiirlerinden çok var.
----------------------------------
       
TASVİR YOLUYLA ANLATIM:
        Anlatılana dair zihinde görsellik ve izlenim uyandırmaya yönelik anlatım biçimidir. Bir metinde ayrıntıyı yansıtmak için nitelik bildiren sözcükler (sıfatlar ve zarflar) sıkça kullanılır. Ali, pek çok şiirinde bu anlatım biçimini kullanmıştır. Bu gruptaki şiirlerinden bazıları şunlardır: Sevdalısıyım, Bal Kömür Gözlüm, Gözlerin Güzel, Gözleri Sürmeli, Çevre Köyün Güzelleri, Tarhana Diyarı Ç.Cerit, Bizim Köyün Yiğitleri, Benim Köyüm, Güllerin Cerit, Yöresi Güzel Cerit’in, Güzel Türkiye, Güzelliği Ülkemin. Âşık Ali bu şiirinde güzel tasviri yapmaktadır.
-----------------------------------------
Mahzun bakışların yakıyor beni,
Kara üzüm gibi gözlerin güzel,
Bir kerem misali sevmişim seni,
Beni dağlamasın sözlerin güzel.
-----------------------------------------
      
NASİHAT YOLUYLA ANLATIM:
       Âşık Ali şiirlerinde en çok başvurduğu anlatım yolu nasihattir. Âşık kuru, kuru nasihatte bulunmamış, nasihat ettiği konuların gerekçelerini de açıklamıştır. Ayrıca Ali öğretici olarak da adlandırdığımız şiirlerinde dar bir çerçevenin olmadığı görülmektedir. Sosyal, kültürel, sağlık, milli ve dinî içerikli pek çok şiirinde öğüt verici bir konumdadır. Gruptaki şiirlerinden bazıları şunlardır:
Yakın Olma, Yaşarsın Hasan, Olma Hasanım, Bildirme Hasan,
--------------------------------------
   Ali Ataş, bu şiirinde insan ilişkilerinde nelere ve kimlere karşı dikkatli olmak gerektiğini anlatmaktadır.
--------------------------------
Hilebazlık yapanlara,
Uyanık ol fırsat verme.
Sana sinsi bakanlara,
Uyanık ol fırsat verme.
--------------------------------
Konuştuğun insanı önce bir tanı,
Benden söylemesi demedi deme.
Adam nere gitse yürür kervanı,
Benden söylemesi demedi deme.
--------------------------------
       
DOĞRUDAN ANLATIM:
        Âşık Ali söyleyeceklerini sade, akıcı, yalın bir üslupla dosdoğru söylemiştir. Şiirlerindeki anlatımında dolambaçlı yollardan, süslü ve yapmacık söyleyişten kaçınmıştır.
Şiirlerinde eleştirilerini, önerilerini ve her konudan bilgiyi paylaşmak amacını taşıdığı görülmektedir. Dolayısıyla
âşıklık geleneğinin şiir çerçevesinde kalma noktasında iki şablonu sürdürdüğü görülür. İçerik ve biçim sonuç olarak üslupta sanat kaygısı taşımamaktadır. Şiirlerinde doğrudan anlatımın doğal bir anlatım seçeneği olmasını sağlamıştır. Bu gruptaki şiirlerinden bazıları şunlardır: Derler Çağlayancerit’te, Görsün Cerit’li, Sakallı Değil mi, Organ Bağışı Yapalım, İncitmemeli, Ali’nin şiirlerinde sağlık konusundaki duyarlılığını göstererek özellikle toplumun mesafeli olduğu organ bağışı konusunda tavsiyelerini sanat yapma kaygısından uzak bir dille ortaya koymaktadır.
--------------------------------
Bu can bize emanettir,
Organ bağışı yapalım.
Ölürüz yok olur çürür,
Organ bağışı yapalım.
--------------------------------
Âşık Ali’m bekleyen var,
Dünya ona olmasın dar,
Size diyorum insanlar,
Organ bağışı yapalım.
--------------------------------
      
SORU YOLUYLA ANLATIM:
       Soru yoluyla anlatım, tartışma anlatım tekniği olarak da adlandırılır. Bu tekniğin temel unsuru soru yöneltmektir. Soru cümleleri anlatımı daha canlı ve dikkat çekici bir noktaya taşır. Soru yoluyla anlatım şiirlerde bazen gerçek soru cümleleri bazen de sözde soru cümleleriyle sağlanır. Mesela Unuttun mu? Karakoç adlı şiirinde gerçek soru cümleleri kullanılmıştır. Yıkmak Olur mu adlı şiirde sözde soru cümleleri kurmaktadır. Soru yoluyla anlatım şiirlerde istifham sanatını ortaya çıkarır. Şair bu anlatım yolunu da birçok şiirinde kullanmıştır. Âşık Ali soru yoluyla anlatımı tercih ettiği şiirlerinden bazıları şunlardır: Gülemezmiydin, Sekmek Olur mu, Aktın Değil mi, Yıkmak Olur mu, Ağa mı Sanmış, Sustun mu Karakoç, Küstünüz mü, adlı şiirlerinde bu tekniği kullanmıştır.
----------------------
    Âşık Ali toplumla ilişkilerini söyleşi havasında ele almaktadır.
--------------------------------------
Bırakalım artık senlik benliği,
Arada insanlık ölmesin emmi.
Allah bile sevmez kalbi kinliyi,
Arada insanlık ölmesin emmi.
-----------------------------------------
      
KONU BAKIMINDAN ŞİİRLER:                         
      Yöresini tanıtmak, eleştirilerini sıralamak, toplumu bilgilendirmek, bilinçlendirmek olarak sıralayabiliriz. İşte
Ali tam olarak bunu yapmaya çalışmaktadır. Bir ilçe Halk’ını ikna etmenin zor olduğu organ bağışı konusunda tavsiye metni niteliğinde bir şiir yazması, doğuma, ölüme, düğüne şiirler yazması; yaşadığı tecrübelerden çıkardığı dersleri samimi bir biçimde paylaşması; hırsızlık gibi kötü davranışları şiirleriyle kınaması bir Halk Adından tam da beklenen adımlardır. Âşık Ali’nin şiirinden (20’)si millî; (9’)u dinî; (177’)si sosyal; (26’) sı tabiatla ilgili; (124’)ü ailesi ve diğer kişilerle ilgili; (29’)u aşk-sevgili-güzellik; (59’)u şair dostlarıyla ilgili, (88’)i kişisel durum ve duygularla ilgili konulardan oluşmaktadır. Âşık Ali’nin millî konulu olarak değerlendirdiğimiz (20) şiiri vardır. Milli konularda yazdığı şiirlerin farklı başlıklardan oluştuğu görülmektedir. Türk askerinin kahramanlığını, milli bayramları övgü dolu bir üslupla ele alır. Milli çıkarların gözetilmesi, vatanın kıymetinin bilinmesi konularında nasihatçi bir yaklaşım sergilemektedir. Yine memleketin bütünlüğüne, ilerlemesine karşı sergilenen duyarsızlıkları da sert bir şekilde eleştirmektedir.
--------------------------------
       
TÜRK ASKERİNİN KAHRAMANLIĞI:
       Şair şiirlerinde Türk askerinin kahramanlık öyküsünü dile getirir. Ayrıca askerlik görevini yerine getirenlere, askerlik mesleğinde olanlara kendince nasihat etmeyi de ihmal etmez. Bu şiirde Türk askerinin kahramanlığını övgü dolu bir dille anlatır. Ayrıca askerlikle ilgili bazı uygulamaları tasvir eder.
----------------------------------
Bir ağızdan türkü söyler,
Yiğit asker bizim asker.
Düşman adın duysa ürker,
Yiğit asker bizim asker.
----------------------------------
Ne mutlu ki size asker olanlar,
Güle, güle gidin askerlerimiz.
Sabırla beklesin evde kalanlar,
Güle, güle gidin askerlerimiz.
-----------------------------------
     
MİLLİ BAYRAMLAR KUTLAMALAR: 
      Âşık Ali Ataş şiirlerinde milli bayramlarımızı, Kahramanmaraş’ın kurtuluş destanını hatırlatarak bu özel miraslara sahip çıkmak gerektiğini Dede Korkut edasıyla dile getirir. Kurtuluş mücadelesinde cesur bir duruş sergileyen Kahramanmaraş Halk’ından övgüyle söz eder.
Bu şiirinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik etmektedir.
-------------------------------------
Senede bir gelir vermeyin ara,
Hepinize kutlu olsun bu bayram.
Dünya’da bulunan tüm çocuklara,
Hepinize kutlu olsun bu bayram.
-----------------------------------
    Aşık Ali 23 Nisan Çocuk bayramlarını da unutmamış
------------------------------------
Türk bayrağı dalgalansın dört yanda,
Başka bir neşe var o gün insanda,
Her yıl bayram olur 23 Nisan’da,
Küçük yavrularla bayramlaşalım.
-----------------------------------
   
MİLLİ TEMALI ÖĞÜTLER:
    Âşık Ali şiirlerinde Türkiye’de yaşayan herkesi sorumlu davranmaya davet etmektedir. Kendince Türkiye için tehdit oluşturan yapılara da bazı uyarılarda bulunur. Bu şiirinde ülkemizin güzelliklerini dile getirerek farkındalığı artırmaya çalışır. Ekonomik kalkınmayı sahip olduğumuz tarihi ve coğrafi haritada turizmle sağlayabileceğimizi savunmaktadır.
--------------------------------------
Cennet gibi vatanımın her yanı,
Güzelliği bambaşkadır ülkemin.
Tüm dünyaya tanıtalım vatanı,
Güzelliği bambaşkadır ülkemin.
---------------------------------------
Sanma ki dünyada yalnız kalırız,
Bize gücün yetmeyecek Avrupa.
Kürd’ü Türk’ü bir et tırnak oluruz,
Bize gücün yetmeyecek Avrupa.
----------------------------------------
Kim demiş ki Akdeniz’e girilmez,
Ak denizi atlar yüzer geliriz.
O hain Makaryos Türkleri bilmez,
Dünyayı başına yıkar geliriz.
---------------------------------------
      
MİLLİ TEMALI TAŞLAMALAR:
       Ataş; Kıbrıs, terör gibi ülkemizin sorunlarına güncel gelişmeler ışığında eleştirel bir üslupla değinir. Şairin bu şiirinde batı’yı ikiyüzlü olmakla suçlar, ardından gerekçelerini sıralayarak eleştirir.
------------------------------------------
Bizi bölmeye çalışır,
İkiyüzlü Avrupalı,
Ne hakla bize karışır,
İkiyüzlü Avrupalı.
---------------------------------------
Dürüstlüğü başkasına vermezler,
Saman altında iz sürmesinler ha.
Çağırırız yüzleşmeye gelmezler,
Saman altında iz sürmesinler ha.
---------------------------------------
Kıbrıs’ın Rumları batıyor göze,
Hain Rumlar kaşınıyor bugünler.
Çöp yerine dökeriz ha denize,
Hain Rumlar kaşınıyor bugünler.
---------------------------------------
Beyler ibret alın benim sözümden,
Yürüyelim Atatürk’ün izinden,
Kürtlük Türklük meselesi yüzünden,
Sanma ki Türkiye kan gölü olur.
---------------------------------------
    
ÖĞÜT VERİCİ DİNİ ŞİİRLER:
     Şairimiz şiirlerinde namaz, oruç, hac, zekât gibi iman esaslarını işlediği şiirlerinde kurduğu emir cümleleriyle dilin alıcıyı harekete geçirme işlevini kullanmaktadır. Ayrıca Allah’a kulluk, haramlardan sakınma gibi konularda da öğütler verir. Bu şiirinde önce namaz kılmayı tavsiye eder, daha sonra namazın ne gibi manevi karşılıkları olduğunu anlatır.
---------------------------------------
Değerli kardeşim bak beni dinle,
Yaşadığın müddet kıl namazını.
Zararın görürsen çekinme söyle,
Gençlik elde iken kıl namazını.
---------------------------------------
Örnek 2
Gelenler gidiyor gidenler gelmez,
Çünkü kabul etmez öz Âdemoğlu.
Hakiki Müslüman yalan söylemez,
Çünkü kabul etmez öz Âdemoğlu.
-----------------------------------------
Örnek 3
Herkes zekât versin orucun tutsun,
Gücü yeten mümin kabeye gitsin,
Herkes Allah için ibadet etsin,
İman ile yoldaş olmamız lazım.
-----------------------------------------
    Karşılama (Taşlama) türündeki dini şiirleri
Âşık Ali’nin şiirinde Hz. Peygamber’e, daha genelde İslam dinine hakaret edenlere beddua ederken ayrıca bu fiili gerçekleştirenlerin akıbetlerinin de iyi olmayacağını hatırlatır.
--------------------------------------------
Peygamber’imize dil uzatanlar,
Büyük belalarla yok olsa gerek.
Gel birlik olalım ey Müslümanlar,
Böyleleri taşa tutulsa gerek.
----------------------------------------
       
SOSYAL VE KÜLTÜREL İÇERİKLİ ŞİİRLER:      
        Şairin sosyal konulu olarak değerlendirdiğimiz (177) şiiri vardır. Sosyal konularda yazdığı şiirlerinde temel olarak üç konuya odaklandığı görülmektedir. Bunlar taşlama, öğüt ve siyasi şiirler olarak karşımıza çıkmaktadır. Âşık Ali kendince gördüğü yanlışlara da güzelliklere de şiir yazmayı ihmal etmez. Zaman, zaman nasihat eden, zaman, zaman da sert eleştirilerle toplumu, yerel ve ulusal siyasileri uyaran bir konumdadır.
----------------------------------------
Yabana atmayın benim sözümü,
Kavgalı siyaset yapmayın beyler.
Kaba kuvvet değil işin çözümü,
Milleti ucuza satmayın beyler.
----------------------------------------
     
SOSYAL İÇERİKLİ ÖĞÜTER:          
      Âşık Ali yazdığı (46) adet sosyal içerikli öğüt şiirlerinde sağlıklı bir toplumda olması gereken insan ilişkilerini ve davranışlarını, kültürel birikimin kendisine sunduğu çerçeveyi kullanarak şiirle kurmaya ve yaşatmaya çalışmaktadır. Şiirlerinde münafıklardan, tembellerden, cahillerden, fırsatçılardan, sigaradan uzak durmak gerektiğini öğütlemektedir. Ayrıca ağaç dikmenin, organ bağışı yapmanın toplumsal bir sorumluluk olduğunu dile getirmektedir. Sosyal içerikli öğüt şiirleri şairin bu şiirinde cahil, tembel, münafık, zalim, dolandırıcı gibi insan tiplerine karşı toplumu uyarmaktadır.
-----------------------------
Münafığa olma yakın,
Karşısında tavır takın,
İtibar eyleme sakın,
Cahillere yakın olma.
-----------------------------
    Âşık Ali şu şiirinde Çağlayancerit Belediye Başkanlığını tasarruflarını iyi kullanmadığını düşünerek ilçe Halk’ını uyarmaktadır.
--------------------------------
Bunlardan yok bize fayda,
Çalar her biri bir kayda,
Milyarlar geliyor ayda,
Yok, oluyor Cerit’liler.
-----------------------------
    Âşık Ali’nin kendisinin sigara içmediği belli ki bu şiirinde sigara tiryakilerine sigarayı hemen bırakmaları konusunda tavsiyede bulunmaktadır.
----------------------------
Tiryakiye bir sözüm var,
N-olur içme sigarayı.
Dünya başa olmadan dar,
İçmeyelim sigarayı.
---------------------------
    Bu şiirinde yeşil alanları korumak gerektiğini hatırlatmaktadır.
---------------------------
Mekân olur kurda kuşa,
Koruyalım ormanları.
Odun etme pişen aşa,
Koruyalım ormanları.
---------------------------
    Bu şiirinde iktisatlı olmak gerektiğini hatırlatmaktadır.
----------------------------------
İsraf etme elde olan varını,
Günün sabahı var düşün yarını,
İşitseler bile ahu-zarını,
Hiç kimse halini sormaz efendim.
-------------------------------------
      
SOSYAL İÇERİKLİ TAŞLAMALARI:
       Âşık Ali’nin birçok sosyal içerikli taşlaması var. Cerit’liler Uyanmıyor, Bizim Köy mü, Sitemim var, Kerbela’ya Çevirdiler Cerid’i, Kimselere Soramıyok, Bizim Köyün Düzeni, Ali bu şiirinde vefasızlık gösteren mirasçıları eleştirirken, miras bırakma durumunda olanlara da bazı uyarılarda bulunmaktadır.
-------------------------------------
Oğlun kızın hiç nazını çekmezler,
Mezarına bile bir taş dikmezler,
Üzerine çayır çimen ekmezler,
Gerisini söylemeye gerek yok.
-------------------------------------
    Âşık bu şiirinde ticaretine hile karıştıran esnafları eleştirmektedir.
-------------------------------------
Üçe aldığını beşe satan var,
Terazisin biraz noksan tartan var,
Kırk santimi otuz beşe yırtan var,
Esnaftan korkuyor gözü fakirin.
---------------------------------------
    Yine bu şiirinde sözünde durmayan bir siyasetçiyi eleştirmektedir.
---------------------------------
Evin ihtiyacı bitmez
Fakirlik kapıdan gitmez
Emekliye maaş yetmez
Bir çare bul Beyefendi
----------------------------
    Âşık Ali şu şiirinde toplumdaki hep fazlasını isteme duygusunu eleştirerek bunun doğurduğu sonuçlara değinmektedir.
-----------------------------
Zengini fakirle eyledik kıyas,
Susamış yolcuya su verin bir tas,
Gömlek bulamazken istedik libas,
Ceket arıyorduk abasız kaldık.
--------------------------------
      
SİYASİ ŞİİR’LERİ:
       Âşık Ali yazdığı (42) adet siyasi içerikli şiiri var. Siyasi şiirleriyle genel bir özelliği olan ‘‘hayata şiir penceresinden bakma’‘ özelliğinin yansımalarını ortaya koyar. Âşık yazdığı şiirler yerel ve ulusal anlamda siyasi tarihe düşülen notlar niteliğindedir. Tükenmez siyaset içerikli şiirinden 24’ünde sert bir eleştiri söz konusudur. Âşık Ali eleştirilerini yaparken siyasi kimliğini bir kenara bırakmış, tarafsız bir tutum sergilemiştir. Ancak özelleştirme gibi belli konularda tavrını açıkça ortaya koymaktan da çekinmemiştir. Siyasi şiirlerinin ağırlıklı konusu ilçe belediye seçimleri ve hizmetleriyle ilgilidir. Başkan Seçti Cerit’li, Başkan Seçtik, Şikâyetim var, Hizmete Bak Efendi, Dermanın Cerit, Her şeyimiz Özelleşti Âşık Ali Ataş bu şiirinde oy zamanı ilçeye gelen sonra hiç uğramayan siyasetçileri eleştirmektedir.
----------------------------------------
Siz yeter ki bize oy verin derler,
İşler bitinceye dek vaat ederler,
Daha sonra dalga geçip gülerler,
Ben size gerçeği demiştim Hasan.
-----------------------------------------
    Ataş bu şiirinde seçilen belediye başkanının ilçeye hizmet getirmediğini, yanlı davrandığını, eleştiriye tahammül edemediğini açıklamaktadır.
---------------------------------
Yaptığı işe benzemez,
Muhalife çok hazımsız,
Bu dönem hep acımasız,
Bir tembeli başkan seçtik.
---------------------------------
    Ali bu şiirinde oy verdiği siyasetçilerden beklentilerini karşılamadıkları için şikâyet etmektedir.
---------------------------------
Herkes hesabına adam kayırır,
Torpile gücendim Bey’e küstüm ben.
Çoğu siyasetten karnın doyurur,
Kendini beğenmiş Bey’e küstüm ben.
--------------------------------
      
TOPLUMSAL İÇERİKLİ ÖVGÜ ŞİİR’LERİ:
       Âşık Ali’nin (6) şiirinde toplumsal konuları oldukça doğal bir gözlemle ele aldığını görüyoruz. Sanatçı hayata eldivensiz dokunur, ifadesindeki somutlaşmaya paralel bir yaklaşım içindedir. Kötüyü, iyiyi, olumluyu, olumsuzu kendi çıkarımlarına göre dile getirmekten çekinmez. Âşık Ali sosyal yapı içerisinde kadınların aldığı rolü şiirlerinde takdirle ortaya koyar. Âmir veya memur konumundaki bürokratların halka yakın ve yatkın davranışlarını da şiirlerinde övgüyle işler. Âşığın aşağıdaki şiirleri bu duygu ve anlayıştadır. Ali bu şiirinde Çağlayancerit bölgesindeki bayanların gönül dünyalarını ve hangi iş kollarında çalıştıklarını anlatmaktadır.
-----------------------------
Çalışırlar kışın yazın,
Mevla’ya eder niyazın,
Geçirmez vakit namazın,
Bizim köyün hanımları.
-----------------------------
   Şair bu şiiriyle ilçeyi ziyaret eden Milletvekilleri ve mülkî amirleri selamlamaktadır.
----------------------------
Açtı ilçemin gülleri,
Bal gibi tatlı dilleri,
Sayın milletvekilleri,
İlçemize hoş geldiniz.
----------------------------
    Âşık Ali bu şiirinde bir devlet dairesinde çalışanlardan görmediği hizmetten duyduğu rahatsızlığı dile getirmektedir.
----------------------------
Beni baştan atma köylüyüm diye,
Hele git yarın gel deme memur bey,
Zorluk çıkartırsın bilmem ki niye,
Hele git yarın gel deme memur bey.
-----------------------------
       
İLETİŞİM ARAÇLARIYLA İLGİLİ ŞİİR’LERİ:
       Âşık Ali’nin iletişim araçlarıyla ilgili 13 şiiri var. İş yaşamında elektrikçi ve elektronikçi olduğu için tüm teknolojik araçlara ilgi duymaktadır. Ancak iletişim araçlarına olan ilgisi çok daha öndedir. Kendi işyerine kendi telesekreter telefonu’nu yapması, ilçede kurduğu radyodan yıllarca müzik yayını yapması iletişime olan ilgisinin açık bir göstergesidir.Âşık Ali adeta hayatının akışını değiştirdiğini düşündüğü, bilgisayar ve internet adına her şeyi öğrendiği
-------------------------------
    Âşık Ali internet dünyasında inceleyip beğendiği bir kültür, sanat ve edebiyat sitesini bir şiirle sanat ve şiir severlere önermektedir.
-------------------------------
Şair’iyle Yazar’ıyla,
Bakan baykuş nazarıyla,
Kültür sanat pazarıyla,
Selam antoloji com’a.
---------------------------
    Ali bu şiirinde internette sıkça karşılaşılan zararlı yazılımlardan şikâyet eder.
---------------------------
Bir virüsle karşılaştım,
Beyler gözüm korkar oldu.
Olup bitenlere şaştım,
Beyler gözüm korkar oldu.
----------------------------
     Şair bu şiirinde dünya kadınlar gününü hatırlatarak bu özel günü kutlamaktadır.
-------------------------------------
Bol olsun neşesi olmasın hüzün,
Dünya kadınları övülsün bugün.
Dünyaları değsin o gülen yüzün,
Dünya kadınları övülsün bugün.
-------------------------------------
    Âşık Ali bu şiirinde özel günlere olan ilgisini ortaya koymakta, yılbaşı kutlaması yapmaktadır.
-----------------------------
Bir sözüne bin söz ekler,
Şair şiir onay bekler,
Dünyaya gelen bebekler,
Yeni yılın mutlu olsun.
--------------------------------
       
YERLEŞİM MEKÂNLARINA DAİR ŞİİRLER:
       Âşık Ali (26) şiirinde ağırlıklı olarak Kahramanmaraş’ın il ve ilçelerini coğrafi ve kültürel olarak tanıtır.1970’te askerlik sonrası Çağlayancerit’e gelip yerleşinceye kadar, Türkiye’de birçok il, ilçe dolaşmış bir gezgin gözlemciliğiyle gördüklerini şiirleriyle dile getirmiştir. Âşık bu konuda da sadece beğenilerini değil yer, yer eleştirilerini de sıralamıştır. Yerleşim mekânlarına dair şiirlerinde bir defa bile olsa yolunun düştüğü il ve ilçelerin adlarını şiirlerinde kayıt altına almaktadır. Âşık Ali Kahramanmaraş ve ilçelerinin engebeli coğrafî yapısını, mevsimlere göre karlı, çiçekli, yeşil örtüleriyle tasvir etmektedir. Şiirlerinde, bölgenin yemeklerinden, özellikle tarhanadan, güllerinden, halkın kahramanlığından, yöresel Halk deyişlerinden övgüyle söz etmektedir.
------------------------
    Âşık Ali bu şiirinde, gördüğü şehirlere ve ilçelere dair görüşlerini, kendisinde uyandırdığı düşüncelerini özenle bir dille ifade eder.
-------------------------
Gölbaşı Bolvadin Gerger Çelikhan,
Kadirli Karataş Asmaca Kozan,
Burada yaşadı büyük bir ozan,
Adana Adıyaman Afyon ne güzel.
--------------------------
    Alttaki şiirinde Beydağı’nın köylerinin konumunu, Halk’ının dürüstlüğünü, eğitime verdiği önemi anlatmaktadır.
--------------------------
Beydağı’mız kasabalar kıralı,
Her yerde söylenir ünün Bey dağı.
Tüm köylerin birbirine Ulalı,
Asla unutulmaz dünün Bey dağı.
-------------------------
     Alttaki bu şiirinde Erzurum’un çetin kış şartlarından bıkıp usanan Ali baharı görmeden kaçmak istemektedir.
--------------------------------
Koklamak istemem senin gülünü,
Bana çektirdiniz bunca zulümü,
Anam babam bekliyorlar yolumu,
Bırak da gidelim Erzurum beni.
--------------------------------
    Hayatın zorluğu ve geçiciliğine dair şiirleri
bu şiirinde verilen sözlerin tutulmamasından yakınmaktadır.
--------------------------
Zalim felek bir ok vurdu sineme,
Verilen söz ulaşmadı yerine,
Derdimizi yetkilinin birine,
Açamadık açmamıza az kaldı.
-------------------------------
    Âşık bu şiirinde ekonomik zorluklarla mücadelesini dile getirmektedir.
---------------------------
Bir inek var üç beş tavuk,
Cevizim var kökü kovuk,
Kış geliyor evim soğuk,
Tenekedir sobam Hasan.
----------------------------
    Âşık Ali bu şiirinde yaşadığı olaylar karşısında fiziksel ve ruhsal bakımdan karşılaştığı zorluklardan söz etmektedir.
------------------------------
Yıllar yılı böyle bitmedi derdim,
Yaşlı delikanlı oldum bu sene.
N-oldu birdenbire kilolar verdim,
Yaşlı delikanlı oldum bu sene.
-----------------------------
    Âşık bu şiirinde yaşamın kendisine gülmeyişini sitemli bir şekilde dile getirmektedir.
------------------------------
Ben anamdan doğduğum gün ağlattın,
Ulan dünya bir gününü görmedim.
Yaktın yüreğimi nara dağlattın,
Yalan dünya bir gününü görmedim.
------------------------------
    Şair bu şiirinde annesinin vefatıyla yazdığı üzüntüyü ve içine düştüğü boşluğu dile getirmektedir.
----------------------------
Noldu canım anam noldu,
Sarardı gül benzin soldu,
Uyan da bak benim anam,
Hısımların sana geldi.
-----------------------------
    Âşık bu şiirinde Alparslan Türkeş’in vefatını üzüntüyle tarihe şiirle not düşmektedir.
------------------------------
Sene bin dokuz yüz doksan yediydi,
Ağladılar Başbuğ’umun ardından.
Ölümün sebebi kalp kriziydi,
Ağladılar Başbuğ’umun ardından.
-------------------------------
    Âşık Ali bu şiirinde Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasıyla hayatını kaybetmesinden sonra milletçe duyulan üzüntüyü dile getirmiştir.
--------------------------------
Keş dağına düştü enkaz,
Üç gün kaldı orda en az,
Üşüyordun hava ayaz,
Yaktın bizi Muhsin Başkan.
-------------------------------
      
GURBET ŞİİR’LERİ:
       Âşık Ali’nin (6) gurbet şiiri vardır. Bu şiirlerini derin bir memleket özlemi ve sevgisiyle yazmıştır. Gurbet şiirleri Âşık Ali bu şiirinde değişimin kendisini öz yurdunda düşürdüğü gurbet acısını dile getirir.
-------------------------------
Gurbetten köyüme döneyim dedim,
Köyde yer kalmadı dediler bana.
Eşi dostu sordum sual eyledim,
Sordukların gitti dediler bana.
-------------------------------
    Şu şiirinde gurbettekilere ilçede olup bitenleri haber vermektedir.
--------------------------------
Biraz kulak ver de dinle sözümü,
Dostlar nasıl arz etmeyim sılayı.
Meyve olgunlaştı yetti üzümü,
Bağlar nasıl arz etmeyim sılayı.
--------------------------------
    Ali bu şiirinde gurbetten dönme duygusuyla gönlünden geçen karlı dağları aşma fikrini dile getirmektedir.
--------------------------------
Gurbet elde ateş düşer özüne,
Karlı dağlar yol görünür gözüne,
Bir dediği uymaz öbür sözüne,
Dost ile arayı bozanlar oldu.
-------------------------------             
    Bu şiirinde dostlarına karşı ilgili ve alçakgönüllü olduğunu dile getirmektedir.
------------------------------
Şaka etmem kesin olur kararım,
Kimi görsem hemen hatır sorarım,
Fırsatın bulursam boynun kırarım,
Dostumu incitmem mümkün oldukça.
-------------------------------
   
TAŞLAMALAR:
    Ali’nin kişisel duygu ve durumlarla ilgili (4) taşlaması bulunmaktadır. Maraşlılar genelde ede lafını çok kullanırlar Bu taşlama kendisini dava eden ağabeyine yazmıştır.
----------------------------
Aklın fikrin nerde senin
Söyle sene Ahmet Ede
Hiç bitmedi bana kinin
Biz kardeşiz Ahmet Ede
-----------------------------
       
AŞK VE SEVGİYE DAİR GÜZELLEMELER:
       Şiir örnekleri tasnif edilerek aşağıda verilmiştir.
Âşık Ali (14) şiirinde aşktan ve sevgiliden söz etmektedir. Ataş bu şiirlerinde bir taraftan aşkın kendisini düşürdüğü durumları tasvir ederken diğer taraftan sevgilinin güzelliklerini abartılı bir dille betimlemektedir. Alttaki şiirinde karakaşlı, kara gözlü, ince belli ve güzelliği herkesin dilinde olan bir sevgiliden söz etmektedir.
-------------------------------
Kudretten çekilmiş karadır kaşı,
Böyle bir güzelin sevdalısıyım.
Gelin olma çağı on sekiz yaşı,
Böyle bir güzelin sevdalısıyım.
--------------------------------
    Ali bu şiirinde sevgilinin karşılık vermemesi nedeniyle yaşadığı hayal kırıklığından, kaybolan itibarından söz eder.
----------------------------
Aman beyler bir güzele vuruldum,
Birden kendisine kul etti beni.
Arkasından baka baka yoruldum,
Külhana serilmiş çul etti beni.
-----------------------------
    Şair bu şiirinde Bozlar köyündeki güzelleri hem güzelliğiyle hem de sahip oldukları mekânlarıyla tasvir eder.
--------------------------
Bahçesinde dolu erik,
Biz güzele güzel Derik,
Sanki kınalı bir ferik,
Bozlar köyünün güzelleri.
-----------------------------
     
SEVGİYE DAİR TAŞLAMA VE SİTEMLER:              
      Âşık Ali Ataş’ın (15) şiirinde sevgiliye dair taşlama ve sitemleri yer almaktadır. Şiirlerinde sevgilinin vefasızlığından, acımasızlığından ve duyarsızlığından yakınmaktadır. Bu şiirinde sevgilinin kendisini yalancılıkla itham etmesine itiraz eder ve sevgilinin aşkından düştüğü kötü durumu dile getirir.
---------------------------------
Ne dedim de yalan çıktım sözümden,
Sen de benim gibi yan Leyla, Leyla.
Resmine baktıkça yandım özümden,
Sen de benim gibi yan Leyla, Leyla.
--------------------------------
    Bu şiirinde sevgilinin kendisine karşılık vermedeki insafsızlığından yakınmaktadır.
-------------------------------
Yok, muydu sevdiğim iman eseri,
Yapılmış işime vurdun keseri,
Bazı divaneyim bazı serseri,
Varıp bir köşede duramıyorum.
-------------------------------
    Ataş bu şiirinde aşkında duyduğu pişmanlığı dile getirmektedir.
-------------------------------
Mecnun oldum aklım gelmez başıma,
İlk görüşte seni sevmez olaydım.
Bilmiyorum nerden çıktın karşıma,
Seni sevip gönül vermez olaydım.
-------------------------------
      
ŞAİRLERE DAİR ŞİİRLERİ:
       Âşık Ali’nin şairler için yazdığı (59) şiiri bulunmaktadır. Bölgeden tanıdığı veya özellikle internet sitelerinde şiirlerini görüp beğendiği şairlere takdirlerini şiirle ifade etmiştir. Bazen şiirden bir mektupla onlarla iletişim kurar. Ancak özellikle Çağlayancerit ve çevresinden bazı Âşıklarla rekabete girdiği ve bunları zaman, zaman sert biçimde eleştirdiği de görülmektedir. Tanıdığı ve takdir ettiği şairler için yazdığı (19) şiiri bulunmaktadır. Aşıklar dan çoğunlukla beklenenin aksine bir atışma havasında, diğer Âşıkları rakip görerek eleştirmek yerine onlar için güzellemeler sıraladığı görülür. Şairlere dair övgü şiirlerinden bazıları internette okuduğu bir şiirle tanıdığı Adanalı bir şaire takdirlerini bu şiirle sunmaktadır.
--------------------------------
Evvelki gün internet’te gezerken,
Zincirkıran’a ait bir şiir gördüm.
Şiir sayfaların tek, tek süzerken,
Maraş’a yazılmış bir şiir gördüm.
-------------------------------
    Şair bu şiirinde sanal ortamda kendisine şiir gönderen Tülay Hanım’a teşekkür etmektedir.
----------------------------------
Değerli şairim Tülay Hanım’a,
Verdiği cevaba teşekkür ettim.
Güzel sözler çok yakışmış şanına,
Verdiği cevaba teşekkür ettim,
------------------------------------
    Ali bu şiirinde üstat kabul ettiği Abdurrahim Karakoç’a olan saygı ve bağlılığını dile getirmektedir.
----------------------------------
Büyük bir şairdir sever sayarım,
Karakoç’a saygılıyım saygım var.
Mektuplar yazarak hatır sorarım,
Bu üstada saygılıyım saygım var.
----------------------------------
           
ŞAİRLERE MEKTUP
   TARZINDA YAZDIĞI ŞİİRLER:
    Âşık Ali (17) şiiriyle özel bir mektubun içtenliğini taşıyan dörtlükler söylemiştir. Şiirlerinde haber alma, haber sorma; hal hatır sorma gibi maksatlar taşıdığı görülmektedir. Âşık Ali’nin Âşık Kâmil Tezerdi’ye yazdığı mektup
tarzındaki bir şiiri.
----------------------------
Beni dinle Kâmil gardaş,
Ne var ne yok anlat hele.
Konuşalım yavaş yavaş,
Ne var ne yok anlat hele.
----------------------------
      
ŞAİRLERE DAİR TAŞLAMA
          VE SİTEM ŞİİR’LERİ:
      Şairin bu grupta değerlendirdiğimiz (24)şiiri bulunmaktadır. Bu şiirleri, aynı ortamlarda yapılan atışmalar yerine, günümüzde iletişim araçlarının yaygınlaşmasının ve kendisinin de bunları çok iyi kullanmasının bir sonucu olarak farklı ortamlarda aslında daha özgürce yapılan atışmaların ürünüdür. Âşık tepkisini çeken bir şaire eleştiri oklarını yöneltmektedir.
-------------------------------------
Şiir yazmak değil hep alay eyler,
Nerde yalan varsa bulur ve söyler,
Bu ağa bu sözleri hak etti beyler,
Bu dost kendisini ağa mı sanmış.
-------------------------------------
    Bu şiirinde takdir ettiği bir şairin sanal ortamda kendisine yeterince zaman ayırmadığı için dikkatini çekmektedir.
-----------------------------
Bakıyorum işin gücün haşarı,
Yaptığın işlerde yoktur başarı,
MSN’ yi kapatıp çıktın dışarı,
Benimle arayı bozarsın neden.
------------------------
     Ali bu şiirlerinde örnek şiirlerde de görüldüğü gibi “işini iyi yapan herkesi” takdir etmekte ve ön plana
çıkarmaktadır. Ali Onaran ismindeki köy muhtarına övgüler sunar.
--------------------------------
Engel olanlara vermedi aman,
Ziyafet sofrasın serdi Cerid’e.
Bir devlet adamı geldiği zaman,
Ziyafet sofrasın serdi Cerid’e.
--------------------------------
    Âşık Ali bu şiirinde öğretmenine duyduğu minnettarlığı dile getirmektedir.
-----------------------------
Cehalet zincirin kırdım,
Aydın kişi olmak derdim,
Bana büyük emek verdin,
Sağ ol canım öğretmenim.
-------------------------------
    Şair bu şiirinde ilçe kaymakamına duyduğu sevgiyi dile getirmektedir.
---------------------------------
Bu halk sizi çok seviyor duy inan,
Allah sizi hiç yormasın Olgun Bey.
Herkes size diyor mülayim insan,
Allah sizi hiç yormasın Olgun Bey.
----------------------------------
    Âşık Ali bu şiirini uzaktaki yaşça büyük bir yakınına cevap olarak yazmıştır.
---------------------------
Sarı zarfla gönderdiğin mektubu,
Seçkin mobilyadan aldım bilesin.
Büyüğüme karşı yapmam kusuru,
Düşünüp fikire daldım bilesin.
-----------------------------
     Ali şikâyetlerini haberlerini Hasan’a anlatarak temel ihtiyaç malzemelerine gelen zamları haber vermektedir.
-----------------------------
Şayet bizi sorup sual edersen,
Zam feleğimizi şaşırttı Hasan.
Deli dersin dertlerimi söylersem,
Bunlar aklımızı kaçırttı Hasan.
-----------------------------
    Âşık Ali “Emmoğlu” hitabıyla bölgede olup bitenlerden haber vermektedir.
----------------------------
İki yıldır bitmedi bu onarım,
Balıkları öldü Büyük Pınar’ın,
Tarih yok edildi ona yanarım,
İlçedeki Hizmete bak efendi.
----------------------------
    Âşık Ali’nin bu grupta değerlendirdiğimiz (29) şiiri bulunmaktadır. Şiirlerinde kendi çocuklarından başlayan kademe, kademe, akraba ve tanıdıklarına sitemlerini eleştirilerini sıralamaktadır. Bu şiirinde isim vermeden bir yurttaşı ağır şekilde eleştirmektedir.
---------------------------------
Yaptığım işlere aklın ermemiş,
Seher vakti esen yele benzersin.
Allah boy vermiş de akıl vermemiş,
Direğe çekilen tele benzersin.
----------------------------------
      Alttaki şiirinde ya genele ya da evlatlarından birine sorumsuzlukları nedeniyle sitemlerini dile getirmektedir.
---------------------------------
Vallahi dünyamı başıma yıktın,
Beni bu yaşımda erittin oğul,
Faydanı görmedim hayırsız çıktın,
Sen beni bu yaşta çürüttün oğul.
----------------------------------
      
DOSTLARINA DAİR ÖĞÜT ŞİİR’LERİ:
       Âşık Ali’nin bu grupta (11) şiiri yer almaktadır. Bu şiirlerini zaman, zaman gerçek kişilere atfen yazarken, zaman, zaman da seçtiği bir ismi veya unvanı muhatap alarak şiirleriyle temelde topluma nasihat etmektedir. Şair bu şiirinde insanları duyarlı, hoş görülü ve sabırlı olmaya davet etmektedir.
------------------------------
Her konuda duyarlı olmalı insan,
Dilerim birbirin kırmasın her can,
Bir aksilik olup kararsa dünyan,
Sen de tutacak dal ararsın beyim.
------------------------------
    Âşık bu şiirinde birlik ve beraberlik vurgusu yapmaktadır.
------------------------------
Tüm insanlar vermelidir el ele,
Arada bir kopmamalı velvele,
Halin vaktin nasıl de söyle hele,
Çırpınıp durursun biçare adam.
----------------------------
    Ali bu şiirinde yerli yersiz konuşan bir tanıdığını yöresel bir hitapla uyarmaktadır.
----------------------------
Sana diyeceğim tek bir kelime,
Öyle bilir bilmez laflar eyleme,
Büyük lokma ye de büyük söyleme,
Ona buna gülermişsin doğrumu.
-----------------------------------
      
BEDDUA ŞİİR’LERİ:
       Ali Ataş’ın bu grupta değerlendirdiğimiz (11)şiiri bulunmaktadır. Bu şiirleriyle Nef’i’yi hatırlatmaktadır. Ataş’ın bu şiirlerini nedenler-sonuçlar bağlamında yazmıştır. Şair, bir bakıma bu yanlışları yapıyorsun dolayısıyla bu sözleri hak ediyorsun, diyor. Bu şiirinde taşlamanın kar etmeyeceğini düşünerek kargışlamadan başka çare kalmadığını göstermeye çalışıyor.
-----------------------------
Böyle arsızlara söz de kâr etmez,
Kötü sözü duyar amma ar etmez,
Elinden iş gelmez telaşı bitmez,
Ölmeye de sürünesin ne deyim.
----------------------------
    Aşığın öyle bir beddua edişi var ki bu şiiri sofrasını paylaştığı birinden gördüğü kötü tavırlar nedeniyle kendisine beddua etmektedir.
---------------------------
Ne yaptım ben sana bu garez niye,
Ağlamaktan zaman bulma gülmeye,
İki yakanız bir araya gelmeye,
Yediğin ekmeğim gözüne dursun.
----------------------------
  
SONUÇ:
   Âşık Ali bize şiirlerinde, yöresinin ekonomisini, sosyolojisini, psikolojisini tanıtmakta, folklorumuzdaki ve kültürümüzdeki incileri toplamaktadır. Bunların farkında olmalıyız.Hayatı, sanatı ve eserlerini incelediğimiz Âşık Ali Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesindendir. Hayatının ilk yıllarını köyünde geçirmiş ve daha sonra gurbete gitmiş. Gelenek özelliklerinden olan saz eşliğinde irticalen şiir söyleme becerisine sahiptir. Âşıklık geleneği içinde şiir söyleyerek özellikle bu tarz bilimsel çalışmalarla edebiyat tarihinin sayfalarına girilebileceğini öngördüğü için bölgedeki arkadaşlarını âşık tarzı şiir geleneği içinde yer almaları konusunda teşvik eder, kendi web sitesinde onların biyografilerine ve şiirlerine yer vererek destek olur.
-------------------------
    Şairin elimizdeki (532) şiirinden (20)’si millî; (9)’u dinî; (177)’si sosyal; (26)’sı tabiatla ilgili; (124)’ü ailesi ve diğer kişilerle ilgili; (29)’u aşk-sevgili-güzellik; (59)’u şair dostlarıyla ilgili, (88)’i kişisel durum ve duygularla ilgili konulardan oluşmaktadır. Âşıklık geleneğinin günümüz temsilcilerindendir ve şiirlerinde geleneğin hususiyetleri yer almaktadır. Ali dışa açık bir şairdir. şairimizin sayfamızda geçen tüm şiirleri şiir kitaplarında yayımlanmıştır.
--------------------------
    Âşık edebiyatının şekil ve tür hususiyetlerinin tüm mahiyetlerini bilmekten ziyade şekil ve türleri geleneğe dayalı, gelenekten öğrendiği gibi kullanmaktadır. Şiirlerinin tamamı koşma ve semai tarzındadır. En çok kullandığı türler taşlama, öğüt ve güzellemedir. Şairin şiir dili sade halk dilidir. Yöresel kelimeler, söz kalıpları şiirlerde kullanılmıştır. Âşık, halen Çağlayancerit’te ikamet etmekte şiir ve makaleler yazmaya devam etmektedir.
-------------------------------------
     Salim Bey’in biyografimden ve şiirlerimden yararlanarak tezini yazdığı kıymetli zamanını harcayarak hayatımı ve tüm şiirlerimi baştan sona incelemiştir. Değerli eğitimci yazarın tezinden seçtiğim satırlardan oluşan bu sayfa için (Salim Ulu Bey’e) sonsuz teşekkürlerimi sevgilerimi sunuyorum.    Eğitimci -Yazar Salim ULU                 
                                                  
                                            

3 Kas 2015

Ali Haklının Dedikleri

                      

                                 ALİ HAKLININ DEDİKLERİ   
Aklı Yetmez Kel Aliler
Altın Bozdurur Hıltlar
Akıl Verir Katrancılar
Bir Birini Arkalar Koca İbişler
Cambazlık Yapar Cuhla Ömerler
Coru Bereketli Mucuklar
Çirkeflik Yapar Pürçüklüler
Çenesi Kuvvetli kel âliler
Ekmek Verir Ahmet Ağalar
Ün Alır Fakılar
Eşşek Alır Satar Börklüler
Fırsat Kollar Keçeliler
Fesat Yuvası Kara tutlular
Fırsat Bekler Babuççular
Hilebaz Olur Pendirler
Hocalık Tasarlar Mollalar
İşi Bitmez Cırıklar
İnatçılık Yapar Abacılar
İp ilmik Tutmaz Hıltolar
Kafası Çalışır Ateşler     
Kıvkı va Geder Gözeller

Kavgayı Sever Babacolar
Kendi Kendini Beğenir Küpeliler
Kumruluk Yapar Çobanlar
Kul Hakkı Koymaz Honular
Lafı Baştan Atar Çakallar
Mahkemeyle Uğraşır Azzıkçılar
Müzevirlik Yapar Acar oğlanlar
Menfaat Peşinde Nalbantlar
Sözü Birbirini Tutmaz Havalar
Sesi Kuvvetli Kır hacılar
Suyu Yokuşa Akıtır Gözü Büyükler
Saflık Yapar İbikler         
Sini Kefe Vurur Kara Ömerler
Sulh culuk yapar Boz Aliler
Su Taksimi Yapar Teslimeler
Şikâyeti Sever Gaziler
Taklitçilik Yapar Gülsümler
Vurdum Duymaz Topuzlar
Yere Bakar Bekirler
Yemin Eder Solaklar
Zomp Getirip Satar Mahmutlar
Züğürt Takımı Camızlar
--------------------------------------
      Merhum Ali HAKLI’ nın Çağlayancerit’te bazı Sülaleler
       Hakkında söyledikleri.


           Ali Haklı lakabı (pürçüklü Ali)   
                Derleyen: Âşık Ali Ataş
             Derleme Tarihi:11.09. 1993
                   Yöre: Çağlayancerit

Cerit Lehçeli Sözler

 
                     Ç.CERİT LEHÇELİ SÖZLER
          ( A )                                      
   SÖZLER
      SÖZCÜKLERİN ANLAMLARI
Acer   
Yeni
Ağal
Davar Sürüsünün yattığı yer
Alaf
Yüksek Alev
Atlambaç
Suda üzerine basılan taşlar
Ağartı
Süt, yoğurt, ayran,
Aha gediyok
Hemen gidiyoruz
Ahmak
Aklı yetmeyen
Ahır
Sığırların yattığı yer
Ananmak
Sırtüstü sağa sola dönmek
Ansızca
Aniden
Angıt
Biçare
Asbap
Elbise, çamaşır
Ahrap
Akrep
Arı
Tertemiz
Artmak
Kıl çuval
Ari
Eğri
Armıd
Armut
Alma
Elma
Alaana
Herkese hepsine
Alen
Bekleyin
Alengirli
Karışık
Aynı
İkiz eşi
Armıt
Armut
Azzık
Nevale
Aaaz  
Yeni doğurmuş ineğin ilk sağılan sütü
Apırcın
Birden bire telaşlanmak
Abab
Elbise Giyisi
Aş 
Pilav
Aşılak
Bir tür armut, çeşidi
Avurt
Ağız içi
Avrat
Ev hanımı
Arısili
Tertemiz olmuş
Ayakyolu
İdrara Çıkma
Aynışa
Ayşe
         ( B )  
Baldırcan    
Patlıcan
Babal
Vebal
Babıç
Terlik Ayağa giyilir
Bastık
Pekmezden yapılan bir tatlı çeşidi
Baran
Sıralı dikilmiş üzüm bağı
Batkıncı
Zarar eden
Bakraç
Boş kova
Bacanak
Baldız
Baran
Bir hizada dikilmiş üzüm tiyekleri
Bannak
Parmak
Bayır
Kitir topraklı yer
Batman
Üç kiloğram ağırlığında
Bandıkdım
Susadım
Bazlama 
Kalın ekmek
Başı bağlı
Nişanlı lı kız
Başşak
Pamuk tarlasımda ikinci kırım
Başı büyük
Kertenkele
Baymak
Beceriksiz
Batman
Bir ölçü aleti
Bayak
Az önce
Baytar
Veteriner hekim
Bari
Keşke
Bacı
Abla
Baht
Kader
Bıldır
Geçen yıl
Bibi      
Hala
Billim
Çokbilmiş
Biz
Köşker aleti
Biyoz
Bu kez
Belemek
Bebekleri beşiğine yatırmak
Bezenek
Birilerini kızdırmak
Betsindim
Tiksindim anlamında
Bestil
Pekmezden yapılan kalın köşeli tatlı türü
Bel
Bir nevi demir kürek
Bizir
Soğan tohumu
Bider 
Tarlaya ekilecek tohum
Bilo
Bekir, Bilal isim
Bıhçı
Testere
Biradi
 Paniklemek acele etmek anlamında
Bıldır
Geçen yıl
Buslu
Havaların sisli olması
Buza
İnek yavrusu
Buvahıt
Bu vakit
Buza
Yeni doğmuş inek yavrusu
Bük
Dere kenarları Çalılık
Boyunduruk
Öküzlerin boynuna takılan
Boyraz
Poyraz
Boortlen
Böğürtlen
Buaz
Bu defa bu sefer
Bor
Sürülmemiş tarla
Buğanak
Geçici Serpintili yağmur
Bulamaç
Pekmezden yapılan bir tatlı türü
Bonek
Bir akarsu önüne yapılan ufak göl
Boon
Bu gün
Bağazın olsun
Boğazın olsun
Börtleme
Yemeğin haşlanması
Börk
Ahşap evlerde direk üzerine konulan
         ( C )  
Caa  
Örgü örmeye yarayan çelik tel
Cakkavı
Gevezelik yapan
Cangama
Gürültü çıkarmak
Cehez
Çehiz
Ceylan
Elektrik
Cardın 
Büyük fare
Celfin 
Ceflin
Cereme
Zarar ziyan Ceza ödeme
Ceviz
Goz
Cıbıldak
Islanmak
Cırcır
Fermuar
Cici
Yaşlı kadına denir
Cezgele
Tahtadan yapılan 4 kollu taş taşıma aleti
Cor
Laf
Cip fazla
Çok fazla
Cuvara
Sigara
Culuk
Hindi
Cücük  
Serçe
Cürüt
Bahar aylarında geceleri öten bir böcek
Cırındırık
Etin işe yaramazı
Cımaladı
Tırmaladı
Cılgı
Dağ yamaçlarında patika yol
Cıddıl
Tahtanın dış kısmı
Cıvık aş
Duru pişirilmiş pilav
Cılbak
Çıplak
Cıncık
Cam Şişe
Cıllavık
Kanatlı ağustos böceği
Cici       
Yaşlı teyze ve amca hanımına deniz
         ( Ç )  
Çalkama
İçerisine Su katılan ayran
Çomça
Ağaç kaşığının büyüğü
Çalkalama
Kıvırarak oynama
Çalgam
Şalgam
Çarkıt
Bozulan bir alet
Çaydannık
Çaydanlık
Çangal
Loğ çekme aleti
Çağal
Ufak taş yığını
Çala (payam)
Badem
Çalı
Dalı dökülmüş
Çardak    
Ahşap balkon
Çarkıt
Bozuk
Çanak
Ağaçtan oyulan
Çalma
Kadın başlığında kullanılan bir takı
Çarık
Taze deriden yapılan kışlık ayakkabı
Çalgın
Deli anlamında
Çapıt
Eskimiş yıpranmış bez parçası
Çalli
Erkeklerin oynadığı üçayaklı çubuk
Çavdar
Bir buğday cinsi
Çul
Kıldan yapılan bir sergilik
Çöpür
Keçi kılının işe yaramayanı
Çeralası
Bir beddua çeşidi
Çem
Sık çayır
Çebiş       
Doğurmamış keçi  
Çekecek
Havuç elma ufalayıcısı bir alet
Çimmek
Banyo yapmak
Çelik
Tahıl ölçme aleti
Çimdik
Bir kişinin elle etini sıkmak acıtmak
Çifte
İki gözlü av tüfeği
Çıkrık
İp bükmeye yarayan bir alet
Çıtanak
Dalda bitişik iki ceviz ve meyve
Çıpkı
Uzun ağaç parçası
Çırpmak
Meyveli ağacı dalından dökmek
Çıtırık
Çetin
Çıtanak
Bitişik büyümüş ceviz meyve türü
Çirtik    
Üzüm salkımının küçüğü
Çimdik  
Banyo yapma
Çimdik
Bir kişiyi acıtacak şekilde çimdikleme
Çorak olmuş
Tuzlu olmuş
Çor               
Öksürük
Çömelmek
Dizleri bükerek bekleme
Çöğdürdü
İşedi anlamında
Çölpeşik
Karmakarışık
Çevirme
Bağ ve bahçe kenarlarına yapılan siyeç
Çüklük
Bebeklerin altına konan naylon
         ( D )  
Dam
Ahşap ev
Darmen
Değirmen
Darak
Tarak
Daban
Tek katlı ev
Daalmı?
Değimli?
Damasımak
Beğenmektir
Darcık
Kuzu derisi
Darbız
Ekime hazırlanan sulanmış tarla
Dabaz
Vücut’ta görülen kabarıklar
Dahra
Genelde bağ budamaya yarayan kesici
Daze
Teyze
Dunna
Çıkıntı
Delanni
Delikanlı
Debelenmek
Birden bire kalkmak
Demin
Az önce
Deri  
Perşembe
De hele
Ne söyleyeceksen söyle
Derdi çattı
Hava’nın bulutla kaplanması
Depik atma
Tekme atma
Devlisi gün
Dün
Duşandırık
Öküzlerin ağzına takılır
Duşlamıya
Sen seni yorma
Duluk
Evin bir Kenarı
Dulda
Rüzgâra karşı korunak
Dutacak
Elin yanmaması için iki bez parçası
Duudü
Balta ve keserin ters yönü
Düve
Doğurmamış küçük inek
Düven
Dükkân
Dürme
Tuzlanarak güneşte Kurutulmuş et
Dışlığım gelm
Vakit geçmiyor
Dıkız
Yaş tarla ve çok dolu
Dibek
Ağaçtan oyulmuş çanak
Dil
Ahşap kapı anahtarı
Dinel
Ayak’ta dur
Dirgen
Sap saçma aleti
Dikeç
Kazık çeşidi
Dolama
Kadınların giydiği etek türü
Doğrambaç
Ayrana ve yoğurda ekmek doğramak
Dolambaç
Yolun uzaklığı
Don yumak
Çamaşır yıkamak
Döl 
Erkek çocuklar
Dönek
Tarla başı dönüşü
Dölek
Düz ve geniş arazi
        ( E )
Ede
Abi
Ebe
Nine
Endeze
El aletleri
Evlek
Ekin ekerken belirlenir
Eşe Aynışa
Ayşe
Eşiklik
Kapı girişleri
Elenti
Kalburun altına dökülen buğday ve diğeri
Eba bila
Küçük bir uğur böceği
Eğri büğrü
Virajlı patika yol
Ebabila
Uğur böceği
Evraaç
Yuka tahtadan yapılı Ekmek pişirme aleti
Ehliz
Sessiz
Esik
Çukur
Essahmı
Gerçekmi
Ekece
Çok havalı biri
Eşşek
Merkep,
Ekşili aş
Tamtum aşı. Domatesli salçalı pilav
Elleham 
Herhalde
Ellik
Ekin biçerken parmaklara takılan aleti
Emmi
Amca
Enecek  
Merdiven
Evlik
Zahire konulan bölüm
         ( F )   
Fingirdemek
Yerinde duramamak
Fasıla
Fasulye
Fadıma
Fatma
Farç
Üzüm tepelenen yer
Fatık
Fatma
Fatey
Fatma
Fato
Fatma
Fırıldak
Üçkâğıtçı
Fıstan
Uzun etekli bayan elbisesi
Fistan
Bir kadın elbisesi
Firengi
Kilit çeşidi
Fişne
Vişne
Firez
Hasatı kalkmış buğday tarlası
Firik
Hafif kurumuş tarhana
         ( G )    
Galli
Sincap
Garık
Sebzelerin dikimi için hazırlanan ark
Gamga
Ucu sivri çöp
Garman hort
Birbirine karışmış
Galan
Tamam bundan sonra
Gasnak
Kalbur yapımında kullanılan çok yuka tahta
Gameti bükük
Beli bükülmüş
Gamaş           
Sık oturmak
Gayde
Şarkı ve türkülerde makam
Gayım
Sağlam
Gazi
Bir takıntı türü takı
Gullap
Kapı menteşesi
Gucaklık
Kiler
Gurk
Ceviz fidanı olan yer
Gulaasma
Boş ver
Gurk yayma
Tavuk yavruları
Gurbanım size
Seni yaratana gurbanım anlamında
Guz
Güneş görmeyen dağ yamacı
Gufa
 Büyük üzüm sepeti
Gubar
Suyu olmayan sulanmayan tarla
Guzlacı 
Gebe
Gunna
Ocağın bir köşesine denir
Gundak
Silahın ağaç kısmına yapılan
Guzlamak
Doğurmak
Ger
Cevizin ilk dış kabuğu
Geradi
Gerekti
Gedik
Küçük Tepe
Gem
Buğday sapın ezmek için tahta alet
Gişi
Kadının kocasına seslenişi anlamında
Gicişme
Kaşıntı
Gil,gil
Bir çeşit kuş darısı
Geliç
Çok sert bir ot çeşidi
Goz
Ceviz
Goynudolu
Hamile
Goortmak
Bırakmak
Goska
Çok havalı biri
Goruk
Üzümün yetişmemiş hali
Gocoğlan
Yaşlanmış
Goncu kısa
Cimrilik
Guzlamak
Doğum yapmak
Gözel
Güzel
Gölük
At, Eşek, Katır, yük taşıyan anlamında
Göy
Mavi
Göy
Daha olgunlaşmamış ekin
Göcek
Yeni biten buğday
Gön
Sığır derisi
Gıskaç
Kızgın demir tutmaya yarar
Gıska
Soğanın çok küçüğü
Gırat
20 kiloğramlık bir ölçü küleği
Gınnap
Sert ve sağlam iplik
Gıyık
Büyük iğne
Gıklık 
Koyun keçi yünü kırkma bir nevi makas
Görüm
Görümce
Göz
Pınar
Göbelek
Mantar
Gülle
Taştan yapılmış yuvarlak
Gümbürdek
Geniş göl
Gübür
Çürümüş ceviz yaprağı
         ( H )  
Halbır
Elek cinsi, kalbur
Hayva
Ayva
Hayvah
Eyvah
Hayma
Çalılardan yapılan yazlık ev
Hanek
Boşa zaman geçirmek
Hapap
Takunya
Haral
Büyük çuval
Hacı hamza
Bir armut
Hanedan
Bir aile büyüğü
Hatırıp
Çiftçiye lazım olan
Hamamlık
Banyo
Hayat
Altkat evlerin girişi
Hayma
Çalıçırpıdan yapılmış yaz evi
Hırkız
Hırsız
Hızmat
Bir kişiye yardım etmek
Hılt oldum
Çok yoruldum
Hışım çıktı
Çok yorgunum
Himibir etme
Birileriyle gizli anlaşma
Hoyuk
Korkutucu anlamında
Horanta
Çocuk çokluğu
Holuk
Yağmur suyunun akması için oyuklu ağaç
Hol
Tavuk için tek yumurta
Hu
Çalıdan yapılan bağ evi
Hedik
Nohut, Buğday karışımı pişirilmiş yiyecek
Hergele
Yük taşımaya yarayan tahta
Herif
Aile reisi erkek
Hetif
Üzüm tanesi
Hezen
Kalın ağaç
Herdem
Renkli tül, bez
Helik
Kar aleti ve ufak taş
Hetif
Üzüm tanesi
Hüyük
Bağ içerisine yapılan ahşap ev
Höllük
Çocukları belemek için yumuşak toprak
Hurç
Büyük bez parçası
Hümbek
Arakesme oyununda kullanılır 1 taş
Hüs
Sus
Hüngür hün.
Bağırarak ağlamak
        ( I )   
Irgalamak
Meyveli ağacı sallamak
Isırgan otu
Çoban çökerten yakıcı bir ot
Iğdışlanma
Yürürken sallanmak
Irgat
İşçi
Irbık
Abdest suyu koyulan ibrik
Ihtı
Rüzgârın esmediği dere
Irado
Radyo
Iramazan
Ramazan
Irahat
Rahat
          ( İ )
İzar
Kara çarşaf
İnamsaama
Gök kuşağı
İtaa
Kuzu derisi
İncaz
Can eriği
İlaan
Büyük leğen
İtibunnu
Kuş burnu
İğ
Yün ipi eğirmeye yarayan bir alet
İplerim
Gönderirim
İbik
Bir köşe
İşlik
Marangoz ustasının tezgâhı
İlişkit 
Etli sucuk
İtibunnu
Kuşburnu
İtayağı yemiş
Yerinde durmayan çok gezen anlamında
İsnehan
Pazartesi
İsnehan ötesi
Salı 
        ( K )   
Karsambaç
Kar ile pekmezin karışımı
Katık
Ayran
Kamaş
Sıklaşmak
Kayış
Kemer
Kaşıklık
Söğüt çubuğundan yapılan kulplu sepet
Kapıt
Kışlık, uzun bir erkek paltosu
Kav
İçi boş anlamında
Kasnaklık
İnce tahta
Kaş
Arkın kenarı
Kabak cücüğü
Küçük kabak
Kâh
Ufak tepe
Kemçik 
Ağzı çökük
Kesik
Benzi sarı hasta anlamında
Kes
Samanın en irisi
Kele
Yazık
Kendir
Ot’tan yapılan uzun ip
Keskenmek
Vurmaya hazır
Kebe
Bir tür giyecek Kapıt
Kefen
Dikenli bir bitki
Kepcik
Yayılan ayranın loru
Kelpeten
Kerpeten anlamında
Kesnik
Sütün ekşimesi anlamanda
Koruk 
Olgunlaşmamış üzüm
Kolan
Yassı bir ip
Kocamsımış
Kocamış ve yaşlı anlamında
Konak
Bir tür darı cinsi
Koyak
Dağ yamacı
Kokuşmuş
Bir kaynak suyunun Kuruması anlamında
Köynek
Beyaz bezden yapılan İç çamaşır
Kösüre
Balta keskinleştirici taş türü
Kötek
İri sopa
Kötürüm  
Çok zayıf hasta
Köm
Kışın dağda davar beslenen ev
Kömbe
Az kalınca edilmiş küçük ekmek
Közleme
Pişirilmiş bir köfte türü
Kösele
Ayakkabı yapılan deri
Kubar
Susuz tarla
Kuz
Güneş görmeyen yer
Kum kumu
Bir sürüngen
Kucaklık
Evin zahire konan bölümü
Kutnu
Bir tür kumaş
Kuymak
Pekmezden yapılan bir tatlı türü
Kuşgana
Orta boy bir bakır kazan
Külek
Ayran süzücü
Küllük
Genelde köylerde kül dökülen yer
Kürük
Yeni doğmuş eşek sıpası
Kütük
Et, ve ot dövmeye yarar
Küldöken
Ev hanımı
Küsaan
Çabuk küsen
Küşne
Hayvan yiyeceği
Kıska
Soğanın en küçüğü
Kıskaç
Elbise mandalı
Kırma
Pekmez yapılan bir tatlı türü
Kınnap
Sağlam ip
Kırık
Odun ufağı
Kırıntı
Dalsız çalı
Kirmen
Ağaçtan yapılmış 4 kanatlı yün eğirici
Kikirdek
Acele, Acele gülmek
Kirpit
Kibrit
Kile kile
Meyvenin peş peşe dökülmesi
Kirez
Kiraz
         ( L )   
Lağap
Takma isim
Labıt
Çiftçi mesesinin arka ucuna takılan demir
Lor 
Yavan Çökelik
Loğdur
Ahşap ev üzerinde olur
        ( M )  
Malamat
Rezil, Berbat
Malaama
Ezilmiş buğday saman ve taneli hali
Maadanız
Maydonoz
Mahana
Bahane
Maraklanmak
Öfkelenmek sinirlenmek
Mahrama
Mendil
Masere
Pekmez yapılan ocak
Malihülya
Düşünmek
Maspispis
Kedi çağırmak
Malama
Sap saman buğday yığını
Merem
Meryem,
Mezer
Mezar anlamında
Mehezsiz
Lafını bilmeyen kışkırtıcı
Melengiş
Menengiç
Meses
Çiftçinin kullandığı uzun sopa
Mırık
Çamur anlamında
Mıırtlaç   
Zayıf hasta
Mık
Çivi anlamında
Mıkaat ol
Sahip ol anlamında
Mısdık
Mustafa anlamında
Mırs
Cimri anlamında
Misir
Mısır darısı
Mihençi
Gözetleyici
Miheklenmiş
Çürümüş
Mısdafa
Mustafa
Möhör
Mühür
Mürdün
Manila kalın demir anlamında
Müzefir 
İspiyoncu
         ( N )  
Naakıt
Ne zaman
Narpız
Yarpız
Namtı 
Sapsız bıçak
Naylon
Römork, muşamba anlamında
Nootuyon
Ne yapıyorsun
Noldu
Nereniz ağrıdı
Notuyon
Ne yapıyorsun
Nohot
Nohut anlamında
Nusük
Yüzük
Nişe
Buğdaydan yapılan 
        ( O )   
Omaç
Pekmezden yapılan bir yiyecek
Omar
Ömer
Omça
Dalsız ağaç
Oklaaç
Oklava
Oma
Bel’e yakın kısım
Odalaca
Küçük demir küreği
        ( Ö )   
Ökünmek
Taklit etmek
Ötan
Üç gün öncesi
Ökle Gel
İneği çayıra bağla
Örtme
Üzeri oda alt kısmı yol olan geçit
Örtülük
Yatak yorgan konulan yer
Ötlek
Korkak manasına gelir
        ( P )   
Palıt
Meşe ağacı
Payam
Badem
Patata
Patates
Pandıl
Semerin kayışı
Pahıl
Mırs
Pece
Baca
Peydah oldu
Aniden karşımda gördüm
Penes
Eski para
Peşkir
Ufak el havlusu
Pırtı
Yeni kumaş ve Ev eşyası anlamında
Pıtırtı
Ufak bir ses duymak
Pin
Tavuk kümesi
Picik
İneğin yeni doğmuş yavrusu
Pirt pirt
El uzatarak inekleri çağırmak
Pirpirim 
Semizotu
Pus pus
Tavukları yakalamada denir
Pürçüklü
Havuç
Püraan
Ağaç bedeninde oluşur
Portak
Kaç
Pöhrek
Taştan yapılmış suyolu
Püsük
Kedi
        ( R )
Rafan
Biraz hızlı ve rahat yürüyen at
Ranza
Karyola
        ( S )   
Sadana
Vurdumduymaz
Saban
Çift sürme aleti
Sal
Kalın tahtadan yapılmış pekmez konulan
Safralık
Kahvaltı
Sandala
Sandalye
Samı
4 tane kısa sopa
Satır
Su taşınan kulplu bir kap
Samı ipi
Çiftçiler kullanırlar
Sakık
Mesesin ucuna çakılan küçük çivi
Sarat
Seyrek dokunmuş kalbur
Sarerik
Kayısı
Sehat
Saat
Söot
Söğüt
Seki
Oturmak için dölekleşen yer
Selamlık
Kapı girişi holü
Serpene
Bağ’da kullanılan bir değnek
Sundurma
Kalın bir sopa
Sufan
Soğan
Suluk
Taze kenger kökü ve sulu tarla
Sufra
Sofra
Sütlaan
Telemenin ham maddesi
Süyük         
Kenar fazlalığı
Sümsellenme
Tembelleşme
Süve
Kapıların dış kenarına çivilenen tahta
Sürk
Vücutta kızarıklar
Sümüt
Bulgurun elentisi, simit
Süraaç
Kapıları içten kilitleyen sürgülü mandal
Sürgü
Bulaşık yıkamak için bir sünger
Südük
İdrar
Süllüm
Ağaç ve taş Merdiven
Sümbül
Ağaç ve taş Merdiven
Sıçan
Fare
Sırık
Dalı yontulmuş ince uzun ağaç
Sındı
Büyük terzi makası
Sıyırgı
Kar kürüme aleti
Sıyıpmak
Kışın kar üzerinde kaymak
Sınnap
Çetin
Sıfın
Çok dik yamaç
Sırım
Deriden yapılan ince bir ip
Sılacı
Gurbet’çi
Sille
Tokat
Sirke
Bit yavrusu
Silek
Kar yığını
Sicim  
Keçi kılından yapılmış uzun ip
         ( Ş )
Şapta
İnce ve uzun ağaç
Şaplak
El ile bir kimseye hızlı vurmak
Şayak
Kara şalvar
Şavrın devre
Suçlusun
Şarmıta
Bir nevi hakaret içeren söz
Şakşak
Alkışlamak
Şoora
Çorba
Şelek
Sırtında yük ve buğday taşımak
Şefteli
Şeftali
Şıkırdım  
Meyve ağaçlarının sık meyvelisi
Şivşek
Ucu ince batıcı demir
Şipşip
Damlama
Şişe
Cam cıncık
         ( T )  
Taak
Silah sesi
Taman
O öyle değil anlamında
Tavatır
Çok mükemmel
Tamtum aşı
Salçalı pilav
Tamatos
Domates
Tabesi almış
Midesi götürmüş
Tiyek
Üzüm ağacı
Titsindim
Tiksindim
Tiringiz
Her yemeği yemeyen yemek seçen
Temek
Pencere
Tembih
Bir işinin yapılmasını emretmek
Teleme
Sütten yapılan bir yiyecek
Tebelleşolma
Yakamı bırakmıyor anlamında
Tezgit
Hızlı yürümek
Tef
Üzüm çürümüşü
Terezi
Terazi
Tokaç
İnce saplı ağaç
Topuç
Ağaç saplı 5 kiloluk demir
Tomatos
Domates
Tokurdak
Bakırdan yapılan bir zil çeşidi
Tufan koptu
Evine figan kuyuldu
Tort
Üzüm bağının kesilmiş kökleri
Tusba
Kaplumbağa
Tusturuk
Şişme balon
Tos dönmez
Aksi anlamında
Töde
İçi boşaltılmış ağaç bedeni  baca
Tustu
Küstü anlamında
Tuhlum
Hasta ve halsiz anlamında
Tülek
Kurnaz kişi anlamında
         ( U )  
Uflak
İri mutfak bıçağı
Urupla
Çelik gıratın en küçüğü külek
Ufra
Un elentisi
Usul
Yavaş
Uluk          
Çürümüş
Undurma
İçine kapanarak düşenmek
Urup
Çeyrek 4 de bir parça demek
Urtmek
Sert ve iri soğan dalı
Urumu Dut’u
A hududu
Uruplaa
25 kilonun dörtte biri
Urtmek
Üğürtmek
Uyluk
Kalça ile diz arası bölüme denir 
Uçluk
Kısa iplik
Uyuşuk
Hareketsiz anlamında
         ( Ü )
Ütme
Kesilmiş tavuğun tüylerini yakma
Üvez
Sivrisinek
         ( V )  
Velhan           
Nadas a bırakılan tarla 
         ( Y )
Yannık
Ayran saklama kabı
Yanı Eğri
Börek
Yalbırdak
Tek giyisi
Yayma
Çıplak merkep yükü anlamında
Yavşak
Bit yavrusu
Yalak
Genelde kedi köpeğin yemek kabı
Yal  
Köpeklere verilen yemek artığı
Yalkı
Dalda gözüken tek Ceviz
Yarpak
Yaprak
Yapağı
Keçeleşmiş keçi kılı
Yelikti
Bileği ağrımak
Yekinmek
Ayağa kalkmak
Yeroynadı
Deprem oldu
Yılgın
Dere kenarlarında biten ince çalı
Yırak
Uzak anlamında
Yilmirti
Uzaktan ani bir şey görmek
Yonnuk
İstirahat
Yörep
Meyilli tepe yamacı
Yumuş
Birine iş yaptırmak
Yonuz
Bir erik türü ve lakap
         ( Z )
Zabın
Zayıf
Zahmarı
Kış ayı zemheri
Zahralık
Kiler
Zabun  
Zayıf
Zubun    
3 etekli bayan giyisisi
Zahra
Buğday arpa nohut gibi tahıllar
Zomp
Kalın bedenli ağaç anlamında
Zubun
Geleneksel bir giysi, üç etek
Zembil
Üzüm kufası
Zeenep
Zeynep
Zınnık
Bir dirhem vermem
Zıllamak
Öfkeli konuşma
Zibillik
Hayvan dışkısının istif edildiği yer
Zillenme
Ekilmiş buğdayın topraktan yeni bitmesi


                      Yöre: Çağlayancerit
          Çağlayancerit lehçeli yöresel sözler
                 Kaynak Kişi: Âşık Ali Ataş      
                 Derleme Yılları: 2000–2015
          Güncelleme Tarihi: 02 Kasım 2015           
4