1984 yılında köyümüzde 3 tane otobüs vardı. Doğru düzgün yolumuz yoktu. Maraş'a her gün biri sabah gider akşam dönerdi. Başka ne dolmuş ne taksi vardı. Aradan 40 yıl geçti yıl 2024 şimdiyse ilçenin iki kilometrelik ana caddesini bırak sokaklarında bile araba park edecek yer kalmadı. Sevgili okurlar öyle bir zamanda yaşıyoruz ki sormayın gitsin. Alın teriyle kazanmayı unuttuk millet olarak hepimiz devlete göz diktik.
Evde anam babam hasta maaş bağla bana hasta bakıcı maaşı bağla diyor. Eğer bu dedikleri olmazsa devletine ver yansın ediyor. Acaba maaşım yattı mı? Deyip atemeye koşuyor. Ailesinde akrabasın da maaş almayan kimse yok. Cebinde en az beş tane banka kartı var kartın birin çıkartıp diğerini takıyor sıradaki vatandaş dakikalarca arkada bekliyor. Esnaf yirmi beş yıl devlete pirim ödemiş şimdi aldığı maaş on bin TL buda adaletsizlik değil de nedir?
Biz eskiden böyle değildik senede iki defa ailecek Çukurova’ya çapa vurmaya pamuk toplamaya giderdik iki ay çalışır alın teri dökerek para kazanır gelir çocuklarımızla yerdik. Bunlar unutuldu. Eğer o parayla geçinemiyorsak koşardık gurbete aylarca çalışır evimizden haber alamazdık. Şimdiyse bir alo çıktı ailede 5 kişi mi var herkesin cebinde bir akıllı telefon Her telefon en az 5 - 10 bin TL' dir. Herkes sabahtan akşama kadar telefona gözünü dikip vakit öldürüyor vakti öldürdüğü gibi göz bozuluyor beyin yoruluyor haberi yok. Eskiden bir köyden diğerine haber mi gidecekse? Bir kişi görevlendirilir o haber götürürdü. Şimdiyse aile bir odadan öbür odaya gitmeye eriniyor. Çocuğunu alo ile yanına çağırıyor. Öyle bir rahatlığa alıştık ki sormayın.
11 Mart 2020 yılında (Covid 19) diye bir Hastalığın Çin'den yayıldığı söylendi. Bir anda tüm dünyayı dardı. Milyonlarca insan öldü. Karı kocasından anne baba evlatlarından torunlarından çocuklar anne babalarından Komşu komşusundan kaçar oldu. Hastalık yakaladığını sağ bırakmadı. İlçemizde yüzlerce insanımız öldü. Caddeler sokaklar boşaldı. Evimize kapandık dışarı çıkamaz olduk. Türkiye'de sanayiler durdu. Yaptığım tespitlere göre 6 ay içerisinde 18 Haziran 2020 tarihine kadar Türkiye' de ölen (110 bin) kişiyi geçti.
06 Şubat 2023 de merkez üstü Kahramanmaraş ile birlikte 11 vilayette asrın felaketi denilen 7,7_7,6 şiddetinde peş peşe iki deprem yaşadık. Binlerce komşumuzu akrabamızı arkadaşlarımızı dostlarımızı kaybettik. Bir müddet sonra ölenleri unuttuk. Ölen öldü “kalan sağlar bizimdir” dedik. Biz insanlar Olanlardan ibret almamız gerekirken daha da azdık. Paraya tamah olduk karnımız doysa gözümüz doymaz oldu. İlçemize onlarca tır dolusu yiyecek, içecek, giyecek, odun, kömür, geldi ihtiyacı olanda koştu olmayanda bir alan beş daha aldı. Bazı doymazlar aldıklarını dükkânlara götürüp satmış. sonunda da iyi ki bu deprem oldu iki yıllık yiyeceğimi giyeceği mi yakacağı mı temin ettim diyenlere şahit olduk. Size soruyorum bu mu insanlık bu mu komşuluk bu mu Müslümanlık?
Depremden sonra Türkiye genelinde birde pahalılık aldı yürüdü bu gün 10 TL’ye aldığını yarın 20 TL’ye alamıyorsun. Geçenlerde bir esnafa gittim alacağım bir ayakkabı keratası adam yüz yetmiş TL dedi sonra uğrarım dedim başka birine gittim aynı keratayı 40 TL'ye aldım 40 TL’ye satanda para kazanıyor 170 TL’ye satanda.
Gelelim diğer konuya Çağlayancerit ilçesinde depremde 2 apartman hariç kerpiç evler dahil hiç bir ev yıkılmadı. Devletten kira yardımı almak için vede devlet evlerimizi yapacak diye sapa sağlam evlere çürük raporu verildi. Yüzlercesi devlet tarafından yıktırıldı yapılmayı bekliyor. Öyle bir fırsatçı millet olduk ki sormayın. Yalnız bu fırsatçılık aç gözlülük bunlar insanların yanına kalmayacak. Ya bir savaş, ya bir afet, ya bir ölet veyahut bir kıtlık yaşanacak ama er ama geç bu dediklerimden birisi veya ikisi mutlaka yaşanacak sağ kalanlarımız belki o zaman olanlardan bir ibret alırda düzelir ümidindeyim. Rabbim hepimizin sonunu hayır eylesin... Âşık Ali Ataş