1981 yılında
yazar (Dean Koontz) 39 yıl önce kaleme aldığı gerilim romanı (karanlığın
gözleri) eserinde Çin’in Wuhan kentinde böyle bir virüsün yayılacağını
yazmıştı. Bu yazar bunu nerden biliyordu? Bu işte büyük bir şüphe vardır. 40
yıl sonra ortaya çıkan Virüsün bir laboratuarda yapıldığını akıllara getiriyor.
Bu hastalığın 2019 Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde yarasalardan insanlara
bulaşan bir hastalık olarak tanımladılar. Çin’liler iki ay hastalığı tüm dünyadan
gizlemişler. Virüsle baş edemeyince bir anda tüm dünyaya yaydılar.
Virüs üst
solunum yolu ile insandan insana bulaşan bir hastalıktır. Korona’ya yakalanan
kişi farkında olmadan ve belirtileri ortaya çıkmadan virüsü yayabiliyor.
Hastalık insanda 14 gün sonra meydana çıkıyor. Hastalığın belirtileri grip
benzeri yüksek ateş boğaz ağrısı kuru öksürük, nefes darlığı, Tıksırma, Burun
akıntısı gibi belirtilerle meydana çıkıyor.Hastalığın bulaşma sebeplerinden
biri hasta olan kişi ile yüz yüze gelinmemeli. Maske takıp sosyal mesafeye
dikkat edilmelidir.
Virüs genelde
65 yaş üstü kronik hastalığı bulunan yaşlıları daha çok etkileyerek anında
ölüme götürüyor. Hastalıktan korunmak için. Eller kirli iken ağza, göze, buruna
götürülmemeli. Elleri sabunlu su ile 20 saniye parmak aralarını ovalayarak
yıkamalı. El temizliğine dikkat edilmeli.
Türkiye’de
birçok şehirlerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Evde kalınmalı dışarıya
çıkılmamalı. Odalar sık, sık havalandırılmalı denildi. Evden çıkmayan yaşlıların
maaşlarını günlük ekmeğini ve her türlü ihtiyacını devlet evine gönderdi.
Dünyada olduğu
gibi Türkiye korona’dan birçok doktorunu ve hemşiresini kaybetti. Ölenlere
rahmet diliyoruz. Bu virüs kimseye acımadan tüm dünyayı kasıp kavurdu.
Uğramadığı hiç bir ülke hiç bir devlet kalmadı.
Bu günlerde zengin fakir herkes can derdine düştü. İnsanlar
birbirinden uzaklaştı. Komşu komşusundan ana baba evladından evlat ana
babasından dede torunundan torunlar deden kaçar oldu. Komşu öldü cenazesine ve
yasına gidemedik Düğün nişan sünnet törenleri yasaklandı.
Bu virüs sosyal
ve ekonomik yönden tüm devletleri çökertti. Türkiye dost düşman demeden tüm
devletlere yardım elini uzattı. Tıbbi malzeme ve solunum cihazları maskeler, eldivenler
kolonyalar gönderdi. Bazı devletler günlük ölü sayılarını kamuoyundan
gizlediler Buna Türkiye’de dâhil.
Bu ülkeler
arasında Türkiye ilk önlem alan ülkelerden birisi. Olduğu halde hastalık 11
Mart 2020’de başladı günde en az 200 kişi hayatını kaybetti. 25 Ocak 2021 itibarıyla
Türkiye’de ölü sayısı 25 bini geçti. Vaka sayısı
2 milyon 500 yüz. Mekke, Medine, giriş çıkışlara kapatıldı.
Camilerimiz, Cuma cemaatine vakit namazlarına kapatıldı. Türkiye’de
üniversiteler, dâhil tüm okullar kapatıldı. Öğrenciler evlerine kapandı dışarı
çıkamadılar. Çocuklar yıl boyunca televizyondan internetten canlı olarak ders
çalıştılar.
Tüm dünyada
hava yolları, kara yolları, Tiren ve deniz yolları ulaşıma kapatıldı. Türkiye
Avrupa’da mahsur kalan yüz binlerce Türk insanını uçaklar göndererek getirip
şehirlerde öğrenci yurtlarında, okullarda, Hastaneler de 14 gün gözetim altında
tutup. Hasta olanları ücretsiz tedavi etti. Valiler Kaymakamlar izin vermedikçe
hiçbir kimse şehirden şehire ilçeden ilçeye köyden köye gidemedi.
Dünya genelinde bu hastalığın tedavisi çok yüklü paralarla
yapılırken Türkiye ayırım yapmadan tüm vatandaşlarını ücretsiz tedavi etmeye
devam ediyor. 2021 yılı başlarında aşılar bulundu müjdesini aldık. İlk aşı
Türkiye’ye Çin’den gelmeye başladı vatandaşları aşılamaya devam etmektedir.
BİYOLOJİK
SİLAH:
Ben
şahsen dünyanın geleceğinden kaygılıyım. Bundan sonra dünyada top tüfek ve
uçaklarla bombalarla savaş olacağını sanmıyorum. Bu tür virüslerin her yüz yılda
bir yayıldığını söylüyorlar. Covid 19 bir denemeydi. İnsandan insana bulaşan
bir virüsdür. Amerika’nın yeni başkanı Biden ağzındaki baklayı çıkardı.
Biyolojik savaşların çoğalacağını ima etti. Gerek yakın tarihte veya gelecek
tarihlerde birileri daha ölümcül biyolojik bir virüs üretecekler. Bütün
insanlığı yok edecekler. Virüsü silah olarak kullanacaklar. Kendi halklarını
korumak için belki de virüsün aşısını önceden bulup halklarının bir kısmını
aşılayıp ölümden kurtaracaklar. Sonrada dünyanın milyonlarca nüfusunu yok
edecekler. Bunları yazmaya dilim varmıyor ama zaman onu gösteriyor. Yeni
üretilecek virüs bu defa tüm dünyaya havadan yayılacak insanların kimi evinde
kimi yatağında kimi sokakta kimi iş yerinde kimi yolculukta düşüp ölecekler.
Sokaklar caddeler evler ceset yığını olacak. Cesetleri toplayanda olmayacak.
İnsanlar öldüğü yerde çürüyüp yok olacak. Sağ kalanlar olursa o insanlarında
rahat yaşayacaklarını sanmıyorum. Rabbime yalvarıyorum inşallah bu
yazdıklarımın hiç biriside gerçek olmaz insanlıkta derin bir nefes alır.
Saygılarımla
--------------------------
ÖLET
GELDİ DEMİŞTİ:
2020 yılında
Korona virüs tüm dünya ülkelerine yayılınca rahmetli annemin bize anlattıkları
geldi aklıma. Acep o tarihlerde dünyaya böyle bir virüs mü? Yayılmıştı.
Senesini hatırlamıyorum derdi. Ben o zamanlar genç bir kız idim. Köye giriş
çıkış yol yoktu. Dünyada ne oldu ne bitti haberimiz olmadı. Köye bir ölet geldi
Cerit’te güzden yaza kadar kadın erkek yaşlı genç çocuk, 500 kişiye yakın
öldüğünü biliyorum. Köy halkı nöbetleşerek karda kışta gece gündüz mezar
kazdılar. Mezar kazanlar evlerine gidemedi yemeklerini mezara iletirlerdi
derdi.
25 Ocak 2021 Âşık Ali Ataş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder