Felaketler Kapımızda

         FELAKETLER KAPIMIZDA
        Bu yazıma belki birçoğunuz kızacaksınız amma ben gerçekleri yazmak zorundayım. Bundan 50 sene önce dört mevsimi ağız tadıyla yaşıyorduk. Şimdiyse fabrikalar sera kazları dünyayı ve tabiatı bozdu. Kışın ortasında yaz günlerini yaşıyoruz. Ağaçlar çiçek açıp meyve vermeye hazırlanırken aniden bir fırtına her şeyi altüst ediyor. Temmuz’un sıcağında kışı yaşıyoruz bakıyoruz bir anda tufan kopuyor. Dünyayı sel götürüyor. Mevsimler tamamen bozuldu
        Peş peşe depremler heyelanlar yangınlar, sel felaketleri, trafik kazaları, Salgın hastalıklar, yaşamaya başladık. Daha dün 11 Ağustos 2021 de Kastamonu’da, Sinop’ta, Bartın’da, Karabük’te, yaşananlar içimizi burktu. Caddelerde sokaklarda sel ve çamur deryasında sürüklenen arabaları eşyaları hepimiz gördük alt katlara dolan suları çamurları gördük. Daha büyük felaketler beklenmiyor değil. Rabbim Türk milletini daha beterinden korusun. Birbirimize karşı sıcaklığımız kalmadı. Bizler Allah’ı Peygamberi, Kitabı tanımaz olduk. Bir birimize sıcaklığımız kalktı. Namazı abdesti unuttuk. Fitre Zekâtı, sadakayı unuttuk, gözlerimizi mal mülk para hırsı bürüdü hayır bereket kalktı.
        Aç gözlülük pahalılık başın almış gidiyor. Önce böyle miydik? İnsanlarda saygı sevgi komşuluk vardı. Komşuluk arkadaşlık dostluk kalmadı. Komşularımızdan birisi ölüyor cenaze sahipleri feryadı figan ederken daha cenaze kalkmadan düğünler leylanalar başlıyor yazıklar olsun bize. Bumu insanlık bumu komşuluk bumu dostluk? 2020 yılı Mart ayı ortalarında Türkiye’de korona denen bir illet hastalık çıktı. Sade Türkiye’de değil bütün dünyayı kasıp kavurdu.
     Birçok devlet ölü sayılarını az gösterseler de milyonlarca insan öldü milyonlarca ocak söndü. (Âşık Ali) moralimizi bozuyorsun diyenleriniz olabilir ama gerçeklerde gizlenmiyor. Ben bu hastalığın tamamen geçeceğine inanmıyorum. Yinede aşı’mızı yaptırıp maskemizi takıp sosyal mesafeye dikkat edelim. Yarın daha ölümcül daha ağır hastalıklar zuhur edebilir.
       Bunlar Amerika’nın Çin’in bir oyunudur bunlar dünyaya hâkim olmak istiyorlar. Mikrosft şirketinin kurucusu (Bill Gates) dünyaya hükmetmek istiyor. Kimse bu adama dur diyemiyor. Allah sonumuzu hayır eylesin. Birazda Türkiye’den bahsedelim. Türkiye İha, Siha üretiyor diye içte ve dışta rahatsız olmaya başladılar dıştakiler rahatsız olabilir fakat içerdekilerin derdi ney? Anlamış değiliz. Amerika, Rusya Çin, İsrail nükleer silah üretiyor kimseden çıt yok. Kıtalar arası füzeler son model silahlar üretiyor kimseden yine çıt yok. Bizim İhalar, Sihalar her nedense birilerine battı.? Neymiş efendim Türkiye süper güç oluyormuş bir an önce durdurulması gerekiyormuş İhaların satışlarının durdurulası gerekiyormuş. Siz patlasanız da çatlasanız da Allah’ın izniyle süper güç olma yolunda yürüyoruz…
        FAKILAR SÜLALESİ:
       Fakılar’ın ileri gelenlerinin anlattıklarına göre Adıyaman’nın suvallı köyünden Cerit'e geldiklerini söylerlerdi. Fakılar şimdiki adıyla Fatih mahallesinde hep bir arada ikamet ederlerdi. Bildiğim kadarıyla bu sülale Cerit'te o tarihlerde 16 hane idi. Çocukları ve torunları şimdi bir araya gelseler en az 110 haneli bir köy oluştururlar. Fakılar sülalesindeki insanlar köyde sözü dinlenir hatırı sayılır muhteremlerdi. Günümüzde de unutulmadılar hala sevilip sayılan sözü edilen insanlardır. Bizde bir söz var herkes lakabıyla tanınır bende bu insanları lakaplarıyla sizlere tanıtmak istedim bağışlasınlar. İsmail Efendi ve eşi ölü, Ahmet Efendi ve eşi ölü, oğlu oğlu 
      Sıddık ve Faruk ölü eşleri yaşıyor. Mustafa Tükel ve eşi sağ, Nazmi efendi ve eşinin biri ölü ikinci eşi sağ, oğlu İsmail ölü eşi sağ, Kemal efendi ölü eşi sağ, Hoca Hasan ve iki eşi ölü, Semerci Ali ve eşi ölü, Boyacı Ömer ve eşi ölü, Hoca Salman ve iki eşi ölü,
        Kızı Fatma ve oğlu Ahmet ölü, İmam Hasan ölü eşi sağ, Minik Hoca ve eşi ölü, kızı Emine ve iki oğlu Hacı ve Süleyman ölü, Remzi efendi ve eşi ölü, Köşker Ali ve eşi ölü, Köşker Hacı ve eşi ölü, Göy Hoca ve 2 eşi ölü, Lafçı Mehmet ve eşi ölü, Saffet efendi ve eşi ölü, oğlu  Mehmet ölü eşi sağ, Tüm ölmüşlere rahmet diliyorum. Bugün için ileri gelenlerden 16 aileden yeni yeten gençlerini ve birçok torunlarını tanıyorum. Bildiğim kadarıyla gençlerin çoğu Cerit'ten K.Maraş’a ve diğer illere göç ettiler. Yurt dışına gidenleri de oldu. Bu gün için İlçede ikamet eden çocukları ve torunları olarak 15 yirmi hane ancak vardır… 
       FELAKETİN AYAK SESLERİ:
       Sevgili okurlar Beşer Esadın daveti üzere Rusya Suriye’ye girdi. Esat unutmasın ki Rusya eni sonu başına bela olacaktır. Ve bize de zararları dokunacaktır. İslam coğrafyası yanıyor. Orta Afrika Cumhuriyeti, Arakan, Afganistan, Libya, Irak, Pakistan, Mısır, Mali, Nijerya, Yemen Amerika bu devletleri bölüp parçaladı. Arab’ı Müslüman’ı bir birine düşürdüler. Yaşlılar gençler kadınlar çocuklar öldürüldü. Sağ kalanlar topraklarından sürüldü. Yurtlarından yuvalarından edildiler. Amerika yıllardır Pkk’yı üzerimize saldı biz hala ona müttefik diyoruz. Otuz kırk yıldır binlerce insanımız öldü.
       Son yıllarda Kürt’lükle Türk’ lükle bizi bölmeye çalıştılar bölemediler. Geçtiğimiz yıllarda yine Amerika Rusya’ya, İran’a ambargo uyguladı biz ise bunlara desteğimizi sürdürdük. Elimizden gelen dostluğu gösterdik. Gavur iyilik bilmez derlerdi doğruymuş. İran gazı kesmekle Türkiye'yi tehdit ediyor Rusya ilk hedefi ılımlı Suriye’ li muhalifleri ve Türkmenleri vurdu. Vurmaya da devam ediyor. Suriye halkına yiyecek içecek, giyecek, götüren Türkiye'nin yardım tırlarını vuruyor. Rusya’nın Suriye’de ne işi varıdı.? 22 Haziran 2012 tarihinde sınır bahanesi ile uçağımız Rusya tarafından denize gömüldü.
     Tüm uyarılara rağmen Rus pilotlar 24 Kasım 2015 tarihinde sınırlarımızı ihlal etmeye başladılar. Uyarılara aldırmayan Rus savaş uçağı sınırlarımızı ihlali sırasında Türk jetlerimiz tarafından düşürüldü. Putin delilere döndü. Nerdeyse savaşın eşiğine geldik. Irak'taki barış askerlerimiz Rusya’yı İran’ı rahatsız etti. Şimdi de Rusya, Amerika, Fransa, Kıbrıs Rum bölgesine askeri üs kurmaya çalışıyorlar. Amerika yıllardan beri olduğu gib Çevremizde daeş’e benzer bir sürü terör örgütleri türetti.
      Daeş örgütünü başta Amerika ve İsrail kendileri kurdular. Güya şimdi daeş’i yok etmek için peşine düştüler hiç inanmıyoruz. Bu zamana kadar yapılanlar Türkiye’yi bölme çabalarıdır. Soruyorum size Amerika’nın, Almanya’nın, Fransa’nın, İtalya’nın İngiltere’nin Suriye Topraklarında, ne işleri var?

       Uçaklarıyla gemileriyle denizden karadan Türkiye’yi kuşatmaya çalışıyorlar ama Allah'ın izniyle muvaffak olamayacaklar. Ben üç beş devletten bahsettim amma Akdeniz’de 100’e yakın devletin savaş gemilerinin olduğu söylenmektedir. Biz yakınlarımızda yabancı görmek istemiyoruz. Defalarca söylüyoruz bu mesele daeş meselesi değildir. Mesele Türkiye’de kaos çıkartma bölme meselesidir. Daeşi bizden başka vuran olmadı inşallah hepsini biz yok edeceğiz. Felaketin ayak sesleri duyuluyor. Allah sonumuzu hayır eylesin. Bizim bizden başka dostumuz yoktur...