1934 Yılında, Çağlayancerit Köyünde doğmuş. Çobanlar sülalesindendir. Lakabına çoban Hacı derler. İlkokulu köyünde okur. Bir müddet babasının yanında bağ bahçe İşlerinde çalışır. Askere gider.
Askerlik dönüşü Zeynep isimli bir kız ile evlenir. Çocukları dünyaya gelmeden kendisine meslek edinmeyi düşünür. İlk meslek olarak köşkerliği seçer. Üç beş yıl devam eder ve köşkerliği bırakır. Bakkal dükkânı açar. Çok sürmez bakkallığı da bırakır. Daha sonra nalburiyecilik yapar. Motosiklet tamirciliği ve motor parçaları, su malzemeleri satar. Su tesisatçılığı yapar. Bir müddet sonra bu işi de bırakarak kepek, küspe ve süt yemi satar. Hacı bu işten de bir tat alamaz. Tekrar gazocağı, lüks tamirciliği yapar. Tamircilikten de çabuk usanır. Hacı bu defa sobacılık yapmayı kafaya koyar.
Fakat soba nasıl yapılır bilmez. Bir gün sabahleyin kalkar, K.Maraş’a gider. K.Maraş’ta iki gün kalır. Uzaktan soba ustalarını izler. Ustanın birine bana bir soba, üç boru, bir dirsek yap der. Usta istedikleriniz hazır var verelim der Hacı eskiyi almam yeni yap der. Usta sende bir iş var amma anlayamadım der.
Sobayı boruyu yapar Hacı parasını verir sobayı alır. Çarşıdan birkaç tabaka saç alır, köyüne döner. Hacı bu defa sobacılık yapmaya başlar. İki yıl sobacılık yapar ondanda usanır. Bu defa radyoculuğa merak sarar. O zamanlarda hazır radyo kitleri vardı. İstanbul’a malzeme siparişi verir, malzeme gelir.
Eski masa tipi bir radyosu varmış Radyonun içini boşaltır kiti monte eder. Radyoya pilleri takar. Fakat hep Araplar konuşur. Türkçe konuşan bir yayın bulamaz. Hacı bir hafta uğraşsa da radyoyu Türkçe konuşturamaz. Uğraşırken taktığı kiti de yakar yenisini takar radyoya yine Türkçe konuşturamaz. Radyoyu bana getirdi. Ali bir radyo yaptım içinde
Araplardan başka kimse yok dedi. Olur, mu dedim? Şakadan sen yanıma gelme ben radyonuzu Türkçe konuştururum dedim. Olmaz ne yapacaksın görmeliyim dedi. Yok dedim. Baktı olmayacak tamam dedi radyoyu düzelttim şaşırdı. Vay be ustasız ker haram desene dedi. Evet dedim. Gel şimdi radyonu incele ne yapmışım bak dedim sevindi geldi. Epey inceledi yaptığım değişikliği bulamadı.
Tarif ettim şu ucu yanlış bağlamışsın
bundan dedim. Sana ve ustalığınıza saygı duyarım dedi ve radyoyu alıp gitti.
Bir müddet sonra radyoculuk bana göre değilmiş deyip radyoculuğu da bıraktı’’
Son yıllarında süt ve yayık makinesi tamirciliği yaptı. Kendisi Bağ-kur
emeklisiydi. Hacı'nın yapmadığı sanat kalmadı. Dört oğlu, beş kızı, Otuz beş
turunu var.1934 yılında dünyaya gelen Hacı 11.07.2004 Tarihinde vefat eder.
Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.... Âşık Ali Ataş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder