Aramızdan Ayrılanlar

KAYBETTİKLERİMİZ
KAYBETTİKLERİMİZ
Çağrı Güler Mustafa Baykut M. Ali Güneş Urus Kemal Gülsüm Çakıl Ayşe Ibrık Hüsne Zorkun Bağdat Elmas Emine Güler Dursun Sivri Havva Rande Cennet Mağara Hüsne Berk Hortlu Hacı Vakkas Kaya Kazakçı Yusuf Yusuf Kırıcı Mustafa Dinler Semerci Durdu Emine Yarbaş Mercen Yıldızlı Mahmut Ali Sultan Karagöz Elif Dolgun Ramazan ve Ülkü D.Şehitleri Emine Kozak Ambarcı Elif Doruk Ali Fatık Onaran Ahmet Dinler Osman Ahmet Zeynep Gök Hasan Dilbaz Hanifi Kekil Mısto Hüseyin Ömer Çirkin Zeynep Nurhak Sinan Dolgun Azzıkçı Ali Hava Kekeç Ümmusün Mehmet H.Kökenöz Ayşe Kökü Hanım Tükel Mehmet Aygörmez Elif Aygörmez Ayak Cuma Mehmet Yalçın Hatice Sarıaltun Beser Mustafa Recep Mehmet İmam Cuma Ayşe Kınalı Mehmet Koca Ayşe Karabıyık Ayşe Demir Nalbant Hasan Ahmet İğde Bömrklü Onbaşı Mehmet Havuç H.Temizyürek M.Onaran E.Çetinkaya Cengiz Sümbül Fatma Berker U.Ahmet Gök Fatih Yakar ve Eşi Hasan Arı ve Eşi M.Ali Arı Hatice Yıldızlı Fahri Yıldızlı İsrafil Yıldızlı Abdurahman Çolak ve Eşi Alırza Ünal Kızı emine Mehmet Kardeş ve Eşi Akif Kuş Fatma ve Merve Koca Furkan ve Nursel Mehmet Dilik ve Eşi Ayşe Dilik Teslime Dilik Ayşe Dilik Salman Malkoç Beser Malkoç Fadime Malkoç Esin Malkoç Beser Mıstık Kasım Zorkun Duran Tekin İbrahim Kozak Nurgül Kozak Canan Kozak Cansu Kozak Enes Kozak Edanur Çalışkan Elif Yeşil Emre Çalışkan Gülsüm Çalışkan Hatice Sivri İsa Filiz Mehmet Canlı Mehmet Çadır Muzaffer Deşir Nursel Hasırcı Ramazan Kırıcı Salman Erinci Yakup Zorkun Yusuf Kelle LİNK ADI Cahal Berk Ebili Berk Mehmet Berk Ökkeş Berk Mıstık Berk Ayşe Berk Selver Berk

8 Nis 2017

Aşık Ali İçin Yazılanlar

           TAKDİM     
        Kahramanmaraş edebiyat dünyamız için zengin bir bölgedir. Özellikle şiir dünyamız. Her bir mahallesinden mutlaka bir veya birkaç âşık ve modern şiir ustaları çıkmıştır. Düz yazıda da öyle. Şehirler içerisinde (İstanbul ve Ankara istisna!) iddialı olacak ama en çok dergi çıkaran bir ilimizdir. Özellikle “Yedi Güzel Adam”  TV dizisiyle de bu konuda dikkatleri üzerinde toplamıştı. Cahit Zarifoğlu’ndan, Erdem Beyazıt’a kadar uzun süre yayını için mücadele edilen “Mavera” dergisinin tarihi de bunun kısa ama özlü belgesidir. Nice şair ve yazarların ürettikleri yazılar sadece ve sadece Kahramanmaraş dergi ve gazetelerinde değil İstanbul dergileri başta olmak üzere her yerde yayınlanan dergi ve gazetelerde yer bulmuştur.
        Kahramanmaraş’ta sadece Türk âşık ve şairleri değil aynı zamanda yirmiye yakın Ermeni âşıkları da yetişmiştir. Bunların isimlerini ve bazı Değerlendirmelerimizi Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde görev yaparken Alkış dergisinde yayınlamıştık. Tekrara düşmemek üzere yeniden bu konuyu ele almıyoruz! Kahramanmaraşlı bu edebiyatçılarımız Kayseri’de yakinen takip edilmekte, sanat gecelerinde gidip gelmeler olmaktadır.
       Nitekim 1982 yılında KASD (Kayseri Sanatçılar Derneği) Başkanı iken yıllardır İstanbul’un başını çektiği “Edebiyat Ödülleri”nin ilkini biz Kayseri’de gerçekleştirmiş, birincisinde maalesef genç ve en verimli çağında vefat eden Şevket Bulut’a hikaye dalında; 1983 yılında da ikincisinde Abdurrahim Karakoç’a şiir dalında ödül vermiştik. Türkiye’de bu ödüller geniş yankı uyandırmıştı.
     Hatta: Ne oluyor, edebiyat dünyasının yönetimi Kayseri’ yemi gidiyor, lâfları edilmeye başlanmıştı! Kahramanmaraş edebiyat âlemindeki şairler için değerli dost Ramazan Avcı’nın Valiliğin sponsorluğunda hazırladığı “Kahramanmaraşlı Şairler Antolojisi, Kahramanmaraş 2012” ile gerçekten bir emek mahsulü olan Cemil Çiftçi’nin “Maraşlı Şairler, Yazarlar, Âlimler, İstanbul 2000” adlı çalışmalarını ilgi duyanlar için hatırlatmak isterim. Hele değerli dostlarım Yaşar Alpaslan ile Serdar Yakar’ın “Ukde” yayınları arasında çıkardıkları Kahramanmaraşlı âşıklarımızın hayat ve şiirlerini ele alan eserler de Kahramanmaraş ve Türk kültürü açısından çok önemli çalışmalardandır. Bilinmesinde yarar görüyoruz. Şimdilerde elimizde yine Kahramanmaraşlı değerli bir âşığımızın kitabı vardır: Âşık Ali Ataş ve eseri Yaranamadım, Kitabının hazırlanmasında Araştırmacı yazar Serdar Yakar’ın büyük destekleri olduğu belli oluyor. Ve önsözde bir vefa olarak bu hizmet değerlendirilmiştir. Aşığımızla aynı yaştayız.(1948) Kahramanmaraş’ta görevde iken tanışmıştık. Kendisi  
    Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit köyünde doğmuştur. Babası Cerit Oymağı Dabanlı aşiretinden Ataş Veli, annesi ise Kızıllı Aşiretinden Karabekir’in torunudur. Aşık Ali’nin tahsili ilkokuldur. İlkokul yıllarında köy imamından dini dersler almıştır. Bir taraftan değişik işlerde çalışarak hayatta tutunmaya çalışmış ve bir taraftan da babasının kırdığı sazın yenisini alarak gurbet, gurbet gezmeye başlamıştır. Sonra annesinin ısrarıyla köyüne döner bir taraftan radyo tamirciliği ile geçinirken bir taraftan da şiirlerini söylemeye çalışır. Anlatamadım şiiri onun hayat özetidir. Uzun olan şiirinden seçtiğimiz bir bent şöyledir:
                  ---------------------------------------
                  Gaflet uykusuna yatan yatana
                  Gerçekleri halka anlatamadım
                  Durumlar sıkıntı veriyor bana
                  Ben beni Cerit’e anlatamadım
                  ----------------------------------------
        Şiirlerinde bir taraftan bireysel duygularını, hayat hikâyesini ve aldığı hayat derslerini sade bir dille anlatırken, zaman, zaman da kendi yöresinin, Çağlayancerit’in kültürel özelliğinden de Yararlanarak koşmalarına konu edinir. Mesela “Maraş tarhanası”nın yeri gelmedi mi? İşte ozanın “Tarhana” üzerine yazdığı şiirden iki kuble:
          --------------------------------------  
              ÇAĞLAYANCERT
          Öksüz dağlarında uçar feriği,
          Kekliğin diyarı Çağlayancerit,
          Bir başkadır tarhanası firiği,
          Tarhana diyarı Çağlayancerit?
                       --------------
           Biçiyoruz buğday ile arpasın,
           Burada silersin gönlüyün pasın,
           Cerit’te bulursun cevizin hasın,
           Ceviziyle ünlü Çağlayancerit?
           -----------------------------------------
     Değerli gözlemleri var. Şiirleri Çağlayancerit’in bir gözlemcisi güçlü bir kelime hazinesine sahiptir ama meramını anlatmada kullandığı dilde doğrusu yabana atılamaz. Dilinin akıcılığı ve anlatımının sadeliği de onun ayrı özelliğidir. Şu şiir onun İlçe Halk’ından şikâyetini anlatıyor:  
            -------------------------------------
            Sonun düşünmeden kırıp döktüler,
            Ben bu insanlara yaranamadım.
            Doğru dedim sen yalansın dediler,
            Ben bu insanlara yaranamadım.
                       Kadir Özdamarlar


Hiç yorum yok: